7 Oca 2010

83.dosya : MİT AJANI İBRAHİM YALÇIN,İTİRAFÇI ENGİN ERKİNER’İ AKLAMAYA ÇALIŞIYOR.

Mihrac Ural
9 Mayıs 2009



ÇAYLAR ŞİRKETTEN, UYDURMALAR İBRAHİM YALÇIN’DAN.



MİT'en 150.000 TL alıp örgütümüzün 1. Kongresini gammazlamak için yola çıktı. Beceremedi, itiraf etti. El yazılı itiraflarıyla satılmışlığını dile getiren İbrahim Yalçın (MİT’teki kod adı Şahin) , ortağı itirafçı Engin Erkiner’in itiraflarını aklama çabasında. En doğal olanı yapıyor bir itirafçıyı ancak bir MİT savunabilirdi. Bu çok normal. Bunun için en uygun isim uydurukçuluğuyla meşhur, ölüyü konuşturma uzmanı İbrahim Yalçın devrede. Sahnelere şenlik.



Uyduruk senaryolarla, geviş getirir gibi kendi kendine uydur, yaz, pazarla. Böylece, örgütümüzü çökerten itirafnameyi aklamaya çalış. Tutmaz…



Maalesef geç kaldınız …



Gidin bunları külahıma anlatın, 20 sayfalık polis ifadesinde, kendi deyimiyle “kronolojik sıra içinde” (Polis ifadesi, s:12) her şeyi polise teslim etmiş bir itirafçı. Üstelik bir tokat bile yemeden.



Uydurmalarınızla kimse oyalanmıyor artık. Siz yazıyor siz tüketiyorsunuz. itirafçının şu sözleri okuyun yeter: “Emniyet kuvvetlerine yardım maksadıyla yakalandığım günün akşamı ve onu takip eden günde aşağıda sıralayacağım evleri bulmaları bakımından polise yardım ettim” (Engin Erkiner İfadesi, s:16)



Sizin işiniz buraya kadar.



Evirip çevirmeyin. Biz sadece el yazılı altı imzalı belgelerle suratınıza ayna tuttuk. Siz ise şu ana kadar üçüncü kişilerce doğrulanan bir tek şey bile söyleyemediniz. Kendin uydur kendi yaz kendin pazarla. İşte haliniz budur. Bu hali biz tanıyoruz, özel Harp dairesinin maniplasyonlarıdır bunlar, kullanım tarihi geçeli çok oldu. Kürt halkının bundan çektiklerini hepimiz biliyoruz. Denenmişi kimse denemez.



İtirafçı deşifre oldu, savunma ihtiyacınız buradan doğuyor. Uydurukçu satılmışın çabaları ise bu kamburu daha da büyütüyor. Şüpheleri derinleştiriyor.



Son ortağınız bile hissetti bunu; MİT ajanı İbrahim Yalçınla ilgili olarak bana şunları yazdı:



“ beni uyarmıştın. Onu bir anda balta ile değil ağır ağır keseceğim.

Ben sözümde duracağım. Senden eminin



haydi hayırlısı olsun”



e-post iletisi,

Gönderme tarihi: 21 Mart 2009 Cumartesi 20:29:16

Kime: Mir… (mir…@hotmail.com)



İşte bu kadar.



Kubbesine İ…diğim caminizin cemaati budur. İkiyüzlülerle dolusunuz çünkü amacınız temiz değil. Kirlisiniz. Yalanları, kurgu ve uydurukçuluğu bilinen bir satılmışla düze çıkamazsınız.



Kamburunuz büyük örtünüz ise yırtık.



Çabalarınız beyhude, özel harp dairesi bir halkın kimlik hakları arayışına karşı sizi salmış olması, halkıma karşı sürdürdüğünüz düşmanlık, siyasal duruşunuzdaki milliyetçiliği ve devletle işbirliğinizi yeterince yansıtıyor. Bu bile sizin, hiç bir zaman Acilci olamadığınızı göstermeye yeter, Acilcilikte milliyetçilik hiç bir zaman olmadı.



Biz halkımızı örgütlüyoruz. Meydanlarda kızıl bayraklarla yürüyoruz. Sayımızı sormayın tutumlarımıza, duruşlarımıza bakın. Sayıları dile dolayanlara aynaya bakın demekle yetineceğiz. Biz halkımızın demokratik talepleri ve ortak ülkemizin bütünsel çıkarları için omuz omuza Türk’ü, Kürdü, Arap’ı yürürken, siz çamurlarla uğraşmaya devam edin. İşiniz bu, buna ihtiyacınız var.



Ben ülkemdeyim. Her anım ve her çabamla. Sizin ülkeniz ise bir başka mekan. Binlerce makalemde sadece ülke özlemim ve ülke halklarımın demokrasi istenci yer aldı. Ya sizin, Mihrac Ural sendromunuzdan başka neyiniz var. Siteleriniz bile, bensiz okuyucu bulamaz.


Son çırpınışlarınız bunlar son…

Körün kılavuzu topal olunca olacağı da buydu…