THKP-C(Acilciler) Basın Açıklaması
23 Ağustos 2010 / No: 19
THKP-C (Acilciler)
KARARIMIZ BOYKOT
Bu referandum, gerici sistem lehine bir kimlik yok etme operasyonudur; oyunu kime verirsen ver sonuçta O kazanacak,
Halk kaybedecektir.
BOYKOT halkın özgürlüğüdür, bağımsız siyasi iradesi ve kimliğidir. Referandum pazarında siyasi partilerden birine sayısal katkı olmamak için, bu Pazar paylaşımında birilerinin yörüngesinde dönmemek için kimlik sahibi olmak gerek.
Bu bir tutumdur.
Bu tutumu kendini BOYKOT olarak ifade eder.
12 Eylül 2010 Anayasa referandumu dolaysıyla oy kullanacak halkımız, bir kez daha önemli bir sınavla karşı karşıya bulunmaktadır.
Bu sınav EVET, HAYIR ve BOYKOT olarak üç cephe de sürmemektedir.
Bu sınavın birbirinden farklı nitelik duruşuyla sadece iki cephesi bulunmaktadır. Bir tarafta, sistemi temsil eden güçlerin oluşturduğu EVET ve HAYIR cephesi yer alıyor. Diğeri tarafta ise bu cephenin yörüngesinde halkı aldatmayı ret eden, siyasal kimliğini ve rengini halkın çıkarlarından yana tespit edip, bağımsız siyasi kararını koruyan BOYKOT cephesi yer almaktadır.
EVET ve HAYIR tercihleri arasındaki çatışmanın gürültüsü kimseyi aldatmasın. Bu gürültünün ortak zemini statüleriyle, yasa ve kurumlarıyla süre giden tüm sorunlarımızın kaynağını oluşturan ve ülkemiz gerçekliğiyle tarihsel bir çatışma içinde olup sorunlarımızın, kaoslarımızın kaynağını oluşturan siyasal sistemdir. Bu sistem paydasında EVET demek ile HAYIR demek arasında sonuç açısından hiçbir farkı yoktur; iki eğilim, aynı sistemin zemini içinde kalmayı öngörmektedir. Bu nedenle Referandum, bir halk oylamasından çok, seçmenin oyunu kapmak üzere Pazar savaşı veren partiler arasında bir kamuoyu yoklamasına dönüşmüştür.
EVET diyenler AKP’nin, HAYIR diyenler ise ulusalcı-milliyetçi partilerin oylarına sayısal bir katkı olmaya mahkumdur. Bu mahkumiyette, halkın çıkarı halkın siyasal tercihleri ve kimliği bulunmamaktadır. Oysa demokratik anayasa arayışının temel meselesi halkın tercihlerini ve ülke gerçeklerinin gereklerini, hukuki bir metin üzerinde tanımlayıp, haklarının vermesidir. Bu referandumda EVET ya da HAYIR kısır döngüleri içinde gerici sisteme angaje olmaktan başka bir sonuç yoktur.
Halkımız kimliğinin özgürlüğünü aramaktadır. Kendi çıkarların,ı kendi siyasal tercihlerini aramaktadır. Farklılıklarının tedirginliğini gidermek, barış içinde bir arada yaşamanın güvencelerini sağlamak istemektedir. İç savaşı kışkırtan kirli savaş telalarlının, milliyetçi bölücülerin yollarını kesmek istemektedir. Bunun için siyasal tercihine uygun alternatifler aramaktadır. Bu tercihleri ifade eden siyasal kimliğiyle oy hakkını değerlendirmek istemektedir. Kimseye angaje olmadan, kimsenin yörüngesinde sayısal bir dolgu unsuru olmaya düşmeden, bağımsız iradesiyle, demokrasi ve özgürlük tercihlerinin ikamesini sağlayacak bir duruş sergilemek istemektedir. Bu duruş EVET ya da HAYIR eğilimlerinde değildir.
Halklarımızın tercihi, uğruna mücadele edebileceği, arkasında durabileceği gelecek için bu günden atılmış bir adım olmalıdır. Bu adım, siyasi parti pazarında kaybolun bir sayı olamaz. Azınlıkta olsa da bu tutum bir kimlik tanımlaması olmalıdır.
Halkın davaları ne bir referandumda ne de beli bir zaman dilimine kurban edilmeyecek kadar kazanması muhkem olan davalardır; bu davaların sayılarla ölçülmesi yanlışların en büyüğüdür. Halkların gerçek talepleri adına, bir kimlik ifadesi olacak tutum, bu günün referandumunda BOYKOT tutumudur.
BOYKOT, özgürlüktür, kimseye bağlı olmayan kendin olmaktır.
BOYKOT, bu referandumun tek seçenekli anti demokratik yapısına karşı da bir duruştur.
Bu referandum önümüze tek seçenek koymuştur. Darbecilerin 82 anayasasındaki 26 maddenin değişikliği için getirdiği önermeden başka bir alternatif yoktur; 12 Eylül 1980 faşist askeri darbesinin eli kanlı generallerini de yargılamaktan kurtaran bir önermedir.
Tek seçenekli önermesiyle en anti demokratik bir referandumu olarak, ya 82 anayasasının devamı olan pakete ya da 82 anayasasına davam dayatması bağımsız iradeyle tercih şansını yok etmektedir.
Bu referandumda halktan istenen, aynı madalyonun farklı yüzlerinden birine oy vermektir. Bu yanıyla halkın tercih farklılığı hakkı gasp edilmektedir.
Bu referandum gerici sistem lehine bir kimlik yok etme operasyonudur; oyunu kime verirsen ver, sonuçta O kazanacak, halk kaybedecektir.
Bu tuzağa karşı BOYKOT halkın özgürlüğüdür, bağımsız siyasi iradesi ve kimliğidir. Referandum pazarında siyasi partilerden birine sayısal katkı olmamak için, bu pazar paylaşımında birilerinin yörüngesinde dönmemek için kimlik sahibi olmak gerek. Özgür iradenin tutumu olarak BOYKOT bunu sağlayacak tek yoldur.
Ülkemizin anayasa hikayesi 135 yıllık bir serüvendir; 5 anayasa oluşturmuş, yüzlerce değişiklikle her anayasayı elek haline getirip tarihe gömmüştür. Ancak toplumsal barışı sağlayacak, toplumun ve ülkemiz halklarının tümünü temsil edecek, adil ve demokratik bir anayasa oluşturulamamıştır. Bunun temel nedenlerinden biri, tarihte oluşturulan 5 anayasasının ortak çizgisinde yatmaktadır. Bu algı her defasında “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” diye belirtilen maddelerde yatmaktadır.
Demokratik bir anayasanın “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” maddeleri olamaz. Bu algı tek milletli, anti demokratik bir algıdır; Anadolu mozaik dokusuyla, çok uluslu, çok inançlı örgüsüyle çelişkilidir. Tüm sorunlarımızın kaynağında da bu gerçeğin anlaşılmaması ve içselleştirilmemesi yatmaktadır. Bu nedenle tüm maddeleri demokratik olsa da tek milletli bir anayasa demokratik bir anayasa olamaz diyoruz; bu coğrafyayı, ortak ülkemizin barış ve güvenliğini, ortak yaşam ve geleceğini böylesi algılar sağlayamaz. Unutulmamalı ki, kaoslarımızın, risk ve güvensizlik içinde yaşamamızın nedeni de bu tekçi algıdır.
13 Eylülde ölü doğacak bu anayasa paketi, yeni ve demokratik bir anayasa için mücadelenin de başlangıç işareti olacaktır. Bu gerçeklerin açıkça belli olduğu bir referandumda EVET ya da HAYIR oy kullanmak kendini aldatmaktır. Kimliğini kendi elinle yok etmektir.
THKP-C (Acilciler) olarak halkımıza çağrımız,
Ortak ülkemizin barışı için, birlikte yaşamın güvencesi için, gerçek anlamda demokratik, tüm farklılıklarımızı tanımlayan, hak ve hukukunu yasa ve kurumlarla güvenceye alan bir anayasa için mücadeleye çağrıdır.
Bu çağrının referandumda ki ifadesi bir kimlik ifadesidir. Halklarımız, bağımsız siyasal tutumunu, özgürlüğünü, sistemin hiçbir gücüne mahkum olmadığını, yörüngesinde durmadığını, BOYKOT tutumuyla dile getirmelidir.
BOYKOT ÖZGÜRLÜKTÜR, BAĞIMSIZ SİYASİ İRADELERİN TUTUMDUR, KİMLİKTİR.
THKP-C(Acilciler)
23 Ağustos 2010