Derviş amca, Antakyalıların amcasıdır, temiz, uygar, ne söylediğini bilen, kültürlü, devrimcilerin, özellikle de tüm Acilcilerin koruyucu amcasıdır.
Derviş amca, devrimci bir ailen babasıdır. Tüm evlatları, devrimci hereketin en önünde saf tutmuş, bunun bedellerini de işkence, on yılları aşan zindan ve sürgünlerle ödemiştir. Böylesi bir aileyi oluşturan bu insana, devrimci hareketler ve örgütümüz adına, şükran borcumuz var. Ona dil uzatan insan, insan olma şansını çoktan yitirmiş, bir hayvandır.
Derviş amca, eczacıdır. O kesitte eczacı olmak hüner, bilgi gerektiren ilaç yapımı ve oranlamalarıyla ilgili diplomalarla elde edilmeyecek yetileri gerektirir, amca bunun uzmanlarından biriydi. Aynı zamanda, gece gündüz demeden hastaların ilaçlarını vermek üzere koşuşturması var; geceyarısından sonra kapısını çalabileceğiniz, hastanıza yardıma koşacak yegane adreslerden biri Derviş amcadır. Eczanesi, evi devrimcilerin güvenli zulaları olduğunu buradan onurla açıklayacağım, bilenler bilmeyenlere anlatsın; o eczanelerde neler sakladık, Nebil Yoldaşın kapı komşusu olan eczanede, Nebil dahil kimler korundu, bunu bu şehrin devrimci sürecinde etkin olan herkes iyice bilir.
Derviş amcaya dil uzatanlar, kaynağı milliyetçi reflekslerden gelen, kin ve devlet görevlisi olmanın ısrarıyla birleşen bir Antakya düşmanılığı içindedirler. Bu yüzden bu şehrin tüm değerlerine, hakirce saldırmaktadırlar.
Mihrac Ural
18 Mart 2010
Biri mit ajanı İbrahim Yalçın, biri İtirafçı Engin Erkiner, insanları karalamak, kirletmek, şaibe altına bırakmak için, paparazı basının çok daha ahlaksız türünü sergileme çabasındalar.
Onların işbirlikçisi ve devlet adamı olmayan herkese acımasızca. Seldirmeyi bir refleks haline getirmnişler. Korkunun ecele faydası yok, sırtlarındaki kirli kamburun bu yöntemle örtülebileceğini sanıyorlar. Bunun mümkün olmadığını gördükçede insanların, analarına, bacılarına, babalarına, dedelerine, tanıdık ve dostlarına bile akıllara ziyen çirkinlikle saldırmaktadırlar.
Bu saldırılardan biri de Fuat Çiler'e ve babasına yöneltilmiştir. Fuat çileri burada uzunca anlatmayacağım. Fuat yoldaş, benimle birlikte Nebil yoldaşında, Hanımı M.Ç ve Nebil Rahuma yoldaşla birlikte mücadelenin ilk döneminden bu güne kadar onurluca yürüyen bir yoldaştır.
19 Ağustos 1977' İstanbul yakalanmalarında örgütü polise satan İtiarfçı Engin Erkiner'in geride bıraktığı enkazı yükselten ekibin temel taşıdır. Onlarca askeri eylemde omuz omuza yer aldık. İşkencede bu ekip, ser Verdi sır vermedi. Ortak girdikleri hiç bir eylem, bu güne kadar açığa çıkmadı. On yılı aşkın zindan yattı, komün yaşamında dökülenlere karşı o zindan kapısından geçmişini omzunda ve bilincinde taşıyan bir Acilci olarak çıktı. "geçmişi olanun geleceği olmaz" diyen ihbarcı pislik Engin Erkiner türü insanların yaklaşımlarını elinin tersiyle itti. MİT ajanı İbrahim Yalçın gibi soytarı kuklaların duruşlarını da lanetledi.
Son olarak adını kullanıp sahte açıklamalara karşı açık ve net bir tutum sergileyerek duruşunu dosta düşmana açıkladı. Fuat çiler, insane olarak da sosyal olarak da iyi insanların ortak bölen bulacağı bir halk, bir kitle, bir diyalog unsurudur. Bu onun sevencenliği ve açık yüreklice tutumlarıyla beslenen bir özelliğidir. Bu yoldaşa karşı adlmarını gizleyerek dil uzatan ölü konuşturucuları bellidir, ahlaksız olduklarını da, sinsi bir yılan gibi kapı kapı dolaşarak hımbıl, düzeysiz, iki kişi arasında kendi adıyla konuşacak bir şeylleri olmadığını da biliyoruz.
Bir kez daha bilinmeli ki, bütün çabalar kin karışımı milliyetçi bir refleksten, özel harp dairesinin tezgahlarında üretiliyor. Bunun için ısarla, her türden farklılığıyla Antakya'lıyı Antakya'lıya kırdırmak, temel zeminlerde çatlaklar oluşturmak istiyorlar. Bu çirkin amaç, bir kez daha, tüm inkarlarına karşın, Acilcilerin merkezi Antakya olduğunu teyid ediyor. Bu nedenle bu alanın demokrasi gücü kitlesinin kırılmasını istiyorlar.
Bu çabaları, bir siyasi rekabet ortamında nispeten anlamak mümkün. Ancak örgüt derdi, örgütlenme derdi, siyasi bir örgüte katılma çabası, demokrasi mücadelesini örgütlü yürütme, çevre edinme, çevrenin eleştirel yaklaşımları altında kendini düzenleme diye bir kaygısı olmayanlarca yapılmaktadır. Bu noktaya dikkat edilmeli. Kim bu ölçüde bir kin deryasını, hiçz bir amacı olmadan sürdürebilir. Görevli olmak budur…
Bu çirkinliğin son boyutunu, ailelere yönelik karalama ve şaibelerde görmekteyiz. Fuat yoldaşın babası Derviş Çiler amcaya yönelen hayasızlık, bu çirkinliğin hangi bataklıkta olduğuna önemli bir işerettir.
Derviş amcayı ve mesleğinden kaynaklanan çabalarını ahlaksızca dillendiren bu soytarılar, Derviş amcayı tanıyan herkesi yaralamıştır.
Busatırları yazarken elem doluyum. Ele düşene kimse rahmet okumasın diyeceğim. Hesabı soruylacak o kadar çok şey oldu ki, bunu ömrünün son anına kadar unutacak olan utansın…
Bu noktadan itiberen ben öncelikle Derviş amcadan, Hatay halkı adına özür diliyorum. Acilciler adına senden özür diliyorum, diyeceğim. Derviş amca, mezarında uğradığın bu tecavuzü unutmayacağımızı, bu ahlaksızlara karşı senin adına, Nebil'in ve tüm Acilcilerin adına cezasız bırakmayacağımızı belirteceğim. Sözlerime zamanı hakem koyuyorum.
Derviş amca, Antakya'lıların amcasıdır, temiz, uygar, ne söylediğini bilen, kültürlü, devrimcilerin, özellikle de tüm Acilcilerin koruyucu amcasıdır.
Derviş amca, devrimci bir ailen babasıdır. Tüm evlatları, devrimci hereketin en önünde saf tutmuş, bunun bedellerini de işkence, on yılları aşan zindan ve sürgünlerle ödemiştir. Böylesi bir aileyi oluşturan bu insana, devrimci hareketler ve örgütümüz adına, şükran borcumuz var. Ona dil uzatan insan, insan olma şansını çoktan yitirmiş, bir hayvandır.
Derviş amca, eczacıdır. O kesitte eczacı olmak hüner, bilgi gerektiren ilaç yapımı ve oranlamalarıyla ilgili diplomalarla elde edilmeyecek yetileri gerektirir, amca bunun uzmanlarından biriydi. Aynı zamanda, gece gündüz demeden hastaların ilaçlarını vermek üzere koşuşturması var; geceyarısından sonra kapısını çalabileceğiniz, hastanıza yardıma koşacak yegane adreslerden biri Derviş amcadır. Eczanesi, evini devrdimcilerin güvenli zulaları olduğunu buradan onurla açıklayacağım, bilenler bilmeyenlere anlatsın; o eczanelerde neler sakladık, Nebil Yoldaşın kapı komşusu olan eczanede, Nebil dahil kimler korundu, bunu bu şehrin devrimci sürecinde etkin olan herkes iyice bilir.
Derviş amcanın mesleği insani bir meslekti, sağlıktı. Bu emekçi insana, mesleğini de kirletmek üzere karalamalar yapmak, ancak delilerin ya da görevlilyerin işi olabilir: bunlar görevlidirler.
Derviş amcamla, ölümünden çok kısa bir süre once, oğlu Emin'in ölümü üzerine taziyelerimi ileterken telefonla konuştum. Sevgi ve özlemle, coşkulu sesiyle selamladı. Bana ve sürgündeki tüm devrimcilere, ülkelerine dönme arzusunu duaları eşliğinde tekrar tekrar ifade etti. Bizi kucaklama özlemini dile getirdi.
Derviş amca Acilcilerin amcasıydı, onurlu ve başı dik bir insandı. Derviş amcaya, dedelere, babalara, anne ve kardeşlere dil uzatan bu çirkin insanların ortaya koydukları kültür bir lümpen kültürüdür. Bu kültüre karşı, devrimciler olarak hayatımız boyunca savaş verdik.
Dünya sol tarihinde bile emsali görülmemiş bir çirkinlikle, ailelerin de içine karıştırıldığı bu karalama kampanyası, belli ki ne örgütsel bir tarih ne de gelecekle ilgili bir kaygı taşımaktadır. Toptancı bir yıkım, her şeyi ve herkesi karalama üzerine bir görev olarak ifa edilmektedir. Derviş amcamıza kadar uzanan bu çirkinlik, bir bataklık, bir lağım üretim merkezinin işidir. Derin devlet, denilen gereçk bu çabalarla kendini siyaset ortamında ikame etmeye çalışır.
Derviş amcaya dil uzatanlar, kaynağı milliyetçi reflekslerden gelen, kin ve devlet görevlisi olmanın ısrarıyla birleşen bir Antakya düşmanılığı içindedirler. Bu yüzden bu şehrin tüm değerlerine, hakirce saldırmaktadırlar.
Derviş amcaya yönelen bu saldırı, örgütünün her safhasında yer almış, işkenceler, zindanlar devirmiş Fuat Çiler yoldaşa, ailesine, Acil örgütüne hayatları boyunca bağlı kalmış kardeşlerine, Harbiye insanına, Antakya halkına ve insanlık erdemlere yapılan bir saldırıdır. Bunu yapanları en acımasız dille lanetliyorum.
Cenazesinde tüm acilcilerin yer aldığı bu onurlu insanı bir kez daha rahmetle anıyorum, Derviş amca, sen mezarında rahat uyu, hepimiz seni yüreğimizde koruyoruz, diyorum
7 Oca 2010
DERVİŞ ÇİLER AMCA
zaman: 1/07/2010 10:58:00 ÖS