29 Eyl 2011

NEBİL RAHUMA

BURADA YATAN ÖLÜMSÜZ KAHRAMAN NEBİL RAHUMA
ORTAK ÜLKEMİZİN
ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİNDE
FİLİSTİN HALKININ HAKLI DAVASINDA
VE İNSAN HAKLARI UĞRUNA HİÇ BİR ÖZVERİDEN KAÇINMADAN
DOĞRULARI ARKASINDA DURDU. 
                                                                                               ( Mihrac Ural )”


Antakya 1955  --  29 Eylül 1980 İstanbul


Mihrac Ural
29 Eylül 2011- Nebil’in anısına

Nebil Rahuma yoldaş, yukarıdaki satırları mezar taşın için yazdım. Orada yerini bulacaktır. On yıllar geçti katlin üzerine, mazlum yoldaşım. Acını hala yüreğimde taşıyorum.
Esir aldı seni, yoldaş diye bildiğin bir ahlaksız şebeke, acımasızca da infaz etti. Her zamanki gibi sesiz sitemsiz gittin ölüme.  Gerçek yoldaşlarından kadim Roma kenti Antakya’nın mayasında birlikte piştiğin canlarından kopardılar seni. Ama sen bu kentin ve Türkiye devrimci hareketinin yüreğinde yaşamaya devam edeceksin.
Nebil yoldaşın katli ikili bir şebekenin işi olarak icra edildi; tetikçiler ise tek tek aynı ikili şebeke tarafından tasfiye edildi.
Nebil’i, İtirafçı Engin Erkiner polise ihbar etti; polis itirafnamesinde 17 kez adını verdi (Bkz. Engin Erikner polis ifadesi. Dosya no:1 altta adı verilen link).
İşaret böylece verilmiş oldu. MİT ajanı İbrahim Yalçın devredeydi; örgütün İstanbul’daki tüm faaliyetlerini isim isim, adres adres MİT’e veriyordu. Tabi ki tüm eylemlerde MİT denetimindeydi. MİT İstanbul bu müdürü Osman Nuri Öndeş, bu ifşaatı ayrıntılarıyla anılırını yazdığı “İHTİLALERİN VE ANARŞİNİN YAKIN TANIĞI” adlı kitabında tek tek açıkladı; Soygun sonrası “lokantada kuru fasulye yediklerini” bile biliyorlardı. (Bkz. S: 280-289 “ACİLCİLER OPERASYONU  bölümü)
İtirafçı Engin Erkiner polis itirafnamesinde ayrıntılarıyla Nebil Rahuma yoldaşı polise anlattı, onu hedef haline getirince de iş MİT ajanı İbrahim Yalçına kaldı. MİT ajanı banka soygunlarına katılmasına, görgü tanıkları onu tespit etmiş olmalarına rağmen, 1979’da örgütümüze yapılan yeni operasyonlara katılmak üzere cezaevinden çıkarıldı. O da işini yaptı. Sıra, Firari durumda olan Nebil Rahuma yoldaşa geldi.
Nebil’i katleden şebekelerin tek gerekçeleri “başka örgüte para ve silah vermek”. “Başka örgüt” dedikleri ise, Nebil’in öz örgütü THKP-C(Acilciler)’di. Ancak tezgah öyle kurulmuştu.
MİT ajanı, Nebil ve arkadaşlarının kuyumcu soygunundan yüklü miktarda altın aldıklarını biliyor ve izliyordu. Zorlamamız sonucunda öğrendik ki, örgütten habersiz, Nebil kanalıyla cebe indirmek üzere 2 kg altın almış. Bu altınları nereye, nasıl harcadığı bu güne kadar kimse tarafından bilinmedi; bilinen cebe indiğiydi. Bu kuralsızlık, Nebil Rahuma’yı katletmek için yapılan tezgahın bir parçasıydı.
Nitekim öyle de oldu. Nebil “başka örgüte para verdi” diye, arkadaşları tarafından yargılandı ve katledildi. Tek gerekçe buydu. Diğer gerekçeler ise, işin baharatıydı, göstermelik dolgulardı. Ancak MİT ajanın İbrahim Yalçın’ın görevi burada bitmedi.  Nebil Rahuma’nın ardından tek tek diğerlerini de katlettirdi. Bu ekip, akıl almaz tarzda öldürüldü. Dirisi kalmadı. Nebili öldüren tabanca da Ülkü Ocaklarında bulundu. MİT ajanı böylece görevini yapmış oldu.
Bu şerefsiz, bu gün de devrimcilerin peşinde İtirafçı ortağıyla ihbar, üzerine ihbarla görevini görmeye devam ediyor.
Nebil yoldaş, mağdur edilmişti.
Belgeleri ve kanıtlarıyla, tek tokat yemeden yaptıkları itiraflarla Nebil’in katline yol açanlar belliydi. Katlin birinci derecedeki suçlusu ise hala MİT ajanlığı yapıyor ortağı itirafçıyla yeni  ihbarlar için çırpınıyor.
Nebil Yoldaş,
Can yoldaşların seni hiçbir zaman unutmadı, bundan sonra da unutmayacak. Sen mazlum bir devrimcisin, gadre uğradın ve katledildin. Buna neden olanlar er ya da geç bunun hesabını verecek.
  Sen ise yüreklerimizde yaşayacak bir kızıl yıldız olmaya devam edeceksin…
Nebil Rahuma’nın katli ve mücadelesi üzerine ayrıntılı yazıların tümü
http://acilciler-thkpc.blogspqot.com/  linkinde yayınlanmış olan 81. / 90, / 194. Ve 222. DOSYA’da
yer almaktadır. İlgili okuyucunun bilgisine.

İtirafçı Engin Erkiner’in polis ifadesinin özeti şudur:

“Emniyet kuvvetlerine yardım maksadıyla yakalandığım günün akşamı ve onu takip eden günde aşağıda sıralayacağım evleri bulmaları bakımından polise yardım ettim” (Engin Erkiner İfadesi, s:16)
 İfadesini polise yardımla açarak işe koyulan itirafçı Engin, Nebil yoldaşı polise gammazlarken, akla hayale gelmeyecek ayrıntılarıyla birlikte adını 17 kez tekrar ederek şunları itiraf ediyor.
 Buyurun birlikte okuyalım:
Nisan ayı sonlarında benim evimde yapılan toplantı sonunda MİHRAÇ giderken mayıs ayı başlarında İstanbul’a 2 insan göndereceğini söylemiş ve bunlarla buluşabilmem için de Taksim civarında şimdi hatırlayamadığım bir yerde randevu kararlaştırmıştık. Verilen randevu günü kararlaştırılan mahalle gittim, orada ALİ SÖNMEZ ve NEBİL ile karşılaştım ve tanıştım ALİ’nin soyadının SÖNMEZ olduğunu Emniyet müdürlüğünde öğrendim. ALİ ve NEBİL Antakya’dan talimatlı olarak geldiklerinden bunlara ayrıca eyleme girip girmeme konusunda herhangi bir sual tevcih etmedim.” ( Engin Erkiner’in polis İfadesi sayfa:10 )
SORULDU: ALİ ve NEBİL Antakya’dan gelirken bir adet Fransız yapısı gerilla tipi İmsa otomatik makinalı tabanca (Baskın sırasında yakalanmıştır.), bir adet 14 lü tabanca (Baskında yakalandı.), bir adet 7,65 mm. Çapında tabanca (Baskında yakalanmıştır. Uzun brovningi olanı.) ve şarjörü iki defa doldurabilecek miktarda mermi getirmişlerdir.(Engin Erkiner’in polis ifadesi,s:10)
SORULDU: bir banka soyma eylemini gerçekleştirmek üzere ben, MUHARREM, ALİ ve NEBİL karar aldıktan sonra bankayı tespit etmek ve istihbarat toplamak maksadıyla teker teker İstanbul’un muhtelif semtlerindeki müsait bankaları dolaşmaya başladık. Bu arada Merter İş bankasının müsait durumda olduğu bilgisini arkadaşlardan biri bana getirdi Hep beraber bankaya giderek tetkik ettik, kaçış yollarını tespit ettik. Bu arada söylemeyi unuttum Ankara kadrosundan HAKKI Haziran ayı içinde eylemlerde kullanacağımız bir şoför getirmişti…
…Ben soygundan sonra akşamleyin Cihangir’deki eve gelecektim. Belirtilen gün ve saatte yaptığımız plan gereğince Merter İş Bankası soygunu MUHARREM, ALİ, NEBİL ve şoför MUSTAFA tarafından gerçekleştirildi. Yukarıda söylemeyi unuttum eylemden birkaç gün önce kirli sarı renkte, Murat marka bir arabayı düz kontak yaparak çaldıklarını ve Cihangir’deki ev civarına getirdiklerini biliyorum…
... Yukarıda da belirttiğim gibi soygun planlanan günde yapıldı, ben de akşamleyin kararlaştırıldığı gibi Cihangir’deki eve giderek paraları bir kere de beraber saydık. Bir kere de diyorum, zira daha önce MUHARREM, ALİ, NEBİL ve MUSTAFA paraları saymışlardı. Eve geldiğim vakit miktarını 200.000 TL. olduğunu söylemişlerdi. Paraları ve silahları Cihangir’deki eve bırakıp ben o gece kendi evime döndüm. Birkaç gün sonra da ALİ ile birlikte Antakya’ya hareket ettik. Antakya’ya giderken bankadan gasp ettiğimiz paranın 170.000 TL. civarında bir meblağı yanımıza aldık. ALİ ile birlikte MİHRAÇ’ın evine gittik. 4-5 gece burada kaldık. MİHRAÇ’ın evinde kaldığımız müddetçe örgütü, durumu ve Türkiye’deki genel siyasi ortam üzerinde konuştuk… Yukarıda da söylediğim gibi 4-5 gün MİHRAÇ’ın evinde kaldıktan sonra malzemelerle birlikte BEN, ALİ, NEBİL beraberce İstanbul’a döndük. Yukarıda söylemeyi unuttum MİHRAÇ’ın evine gittiğim vakit yanımda getirdiğim 170.000 TL. civarındaki parayı malzeme alması için MİHRAÇ’a vermiştim. MİHRAÇ orada kaldığım 4-5 gün içinde 400 adet civarında dinamit lokumu, tahminen 150 adet civarında elektrikli ve normal funye, 10 kutu 7,65mm. Çapında mermi, 8-9 kutu 60 lık 9 mm. lik uzun mermi, 2 adet Kalaşinkov marka tüfek, tahminen 200 adet civarında Kalaşinkov mermisi temin ederek bana teslim etmişti. Ayrıca tahminen 10 adet “Sosyal-Emperyalizm” (iki kelime çizildi) “SOVYET SOSYAL EMPERYALİZM TEZLERİNİN SAÇMALIĞI” başlıklı 212 sahifelik ve HALKIN DEVRİMCİ ÖNCÜLERİ imzasını taşıyan broşürü vermişti. Bütün bu malzemeleri 2 bavul ve bir el çantasına koyarak yukarıda da söylediğim gibi BEN, ALİ ve NEBİL ile birlikte İstanbul’a getirdim… 1 Mayıs hadiselerinde İnterkontinental Otelinden ateş edildiğine dair gazetelerde çıkan haberleri okumuştum. Bu sebepten eylem hedefi olarak İnterkontinental’i seçtim. Eylem şekli olarak ta bu otelin kurşunlanmasına karar verdim. Eylem kadrosu olarak şoför MUSTAFA, NEBİL, MUHARREM’i seçtim ve kendilerine böyle bir eylemi gerçekleştireceğimizi söyledim… saat 22.00 civarında eylemi yukarıda saydığım kadro gerçekleştirdi. Eylem planı şu…şekildeydi; Araba Bosfor Turizminin bulunduğu caddede bulunacak, MUHARREM ve NEBİL eylem günü kendilerine verdiğim iki adet kalaşinkov ve 4 adet dolu şarjörle İnönü Gezisinin Taksim tarafına bakan yüzündeki parmaklıkların hemin arkasında yer alan fundalıklar içinde otele ateş edeceklerdi. Eylem planlandığımız şekilde gerçekleştirildi, ben hadiseden sonra Taksim’e gittim, Taksim’e vardığım zaman saat 22,30 civarıydı, otelde fazla anormal bir durum göremedim. Buradan eve döndüm, ertesi gün gazetelerde otelin kurşunlanma olayını okudum. Sonra cihangir’deki eve giderek silah ve şarjörleri aldım, NEBİL ve MUHARREM eylem gecesi adam başına birer şarjörden biraz fazla mermiyi otele sıkmışlardı.” ( Engin Erkiner’in polis ifadesi s:10-11)
“ Bundan sonra yeni bir eylem gerçekleştirmek suretiyle para temin etmeyi düşündüm. ALİ, MUHARREM, NEBİL’i yanıma alarak Yusufpaşa Ak Bank’ı kontrol ettik, ancak orada gördüğümüz şahıslardan şüphelendik, bunların polis olabileceğini düşündük ve bu yüzden bu bankayı soymaktan vazgeçtik. Bu banka yerine Harbiye Ak Bank şubesini seçtik. Soygun planını şu şekilde yapmıştık; şoför MUSTAFA yukarıda da bahsettiğim gibi İnterkontinental eylemine katılan ve bu eylem için yeniden plakası değiştirilen beyaz renkli Reno ile Rayoevinin yanındaki sokakta istikameti Spor ve Sergi Sarayına doğru duracaktı. Eylemi BEN, NEBİL, ALİ, İBRAHİM YALÇIN gerçekleştirecektik. 18 Ağustos gecesi ben Cihangir’deki evde kaldım ve soygunun son planları üzerinde tartıştık, ertesi sabah saat 08,30 civarında topluca evden çıkarak Reno’ya bindik ve Spor Sergi Sarayına giden ve Rayo evinin yanında bulunan caddenin köşesinde arabadan indik. MUSTAFA DA arabayı caddenin içine çekerek arabada kaldı. Biz topluca bankaya girdik. Banka içinde şu şekilde ( daha önce yapılan plan çerçevesinde) yer aldı. İBRAHİM YALÇIN elinde 7,65 mm. çapında bir tabanca idi kapıyı tuttu. ALİ SÖNMEZ ceketinin içene sakladığı Fransız yapısı otomatik tabancayı ceketinin içinden çıkartarak vezne gitti. Yanlış oldu ALİ elinde 14 lü tabanca ile vezneye gitti ve vezneden paraları aldı. NEBİL ceketinin altına sakladığı Fransız yapısı otomatiği çıkartarak ortalığı kontrol etti, NEBİL’e yardımcı olarak ben de elimde 7,65 mm. tabanca ile etrafı kontrol ettim. ALİ paraları aldıktan sonra elindeki naylon torbaya koydu.”( Engin Erkiner’in polis ifadesi s: 11-12)
SORULDU: TÜRKİYE DEVRİMİNİN ACİL SORUNLARI ve ya HALKIN DEVRİMCİ ÖNCÜLERİ’nin Türkiye çapında faaliyet gösteren ve benim tanıdığım kişileri görevleri ile birlikte şu şekilde sıralayabiliriz.
MİHRAÇ : Orta boylu,165-170 boyunda, esmer, siyah saçlı, Güney Bölge sorumlusu.
HAKKI: Uzun boylu,175 boyunda, zayıf,  beyaz tenli,kısa saçlı. Ankara Bölge Sorumlusu. Üst komite üyesi, ( Bu isim takma addır)
EŞBER (BİNBAŞI), (Takma isim): 175 boyunda, zayıf,hafif sarışın. İzmir Bölge sorumlusu.
MİHRAÇ, HAKKI, EŞBER üst komite üyeleridir.
İSTANBUL:
CEMİL ORKUNOĞLU: HAS-İŞ ve TÜM-DER de örgütsel çalışmayla ilgili görevlidir.
HİLAL ORKUNOĞLU (GÖKER): TÖB-DER’de örgütsel çalışmayla ilgili görevlidir.
BELMA GÜRDİL: Boğaziçi üniversitesinde örgütsel çalışmayla ilgili görevlidir.
ALİŞAN ÖZDEMİR: Sempatizan durumundadır.
BENGÜ: (Soyadını bilmiyorum) Sempatizan durumundadır.
İMAM KILIÇ: Sempatizan durumundadır.
ALİ SÖNMEZ : Örgütün eylem kadrosunda yer alır (takma ismi ZEKİ)
NEBİL: (Soyadını bilmiyorum), örgütün eylem kadrosundadır.
MUHARREM : (Soyadını bilmiyorum) örgütün eylem kadrosundadır.
MUSTAFA: (Soyadını bilmiyorum) Bütün eylem kadrosunda yer alır.
İBRAHİM YALÇIN: örgütün eylem kadrosundadır.
ALİ YILDIRIM: Sempatizan durumundadır.
HAYDAR YILMAZ: örgütün eylem kadrosundadır. ( takma ismi AHMET’tir)
NEBİL’in takma ismi SABRİ, MUHARREM’in takma ismi SİNAN’dır.
FİLİZ: (Soyadını bilmiyorum) Sempatizan durumundadır.
ATAKAN SAKARYA: Sempatizan durumundadır.
ERCÜMENT: ( Soyadını bilmiyorum) Sempatizan durumundadır.
ORHAN: (Soyadını bilmiyorum) sempatizan durumundadır.
ZUHAL: (Soyadını bilmiyorum) sempatizan durumundadır.
MEHMET ÇELİKEL: Seviyesi sempatizanlığın biraz ilerisi ve HAS-İŞ’te çalışır.
CUMALİ ÇAKMAKLI: Sempatizan durumundadır.
NAİM İME: TÜM-DER’de faaliyet göstermekte olup ACİL’e yaklaşmak durumundadır…” (Engin Erkiner’in polis ifadesi, s: 15-16)