7 Oca 2010

149.dosya : HAYDAR YILMAZ'A AÇIK ÇAĞRI



Haydar Yılmaz Hocam Merhaba ,



Seninle en son 1988 de Ankara merkez kapalı cezaevinde buluştuk, Mamak tan gelmiştin. Çanakkale den firar ettiğini Amasya özel tip cezaevinde iken duydum.O günü bayram ilan ettim. Sen Mamak cezaevinin büyük bir tarihisin. Bu tarihi birçok kişi yazdı-yazmaya çalıştı.Çoğu da yalan-yanlış yazdı. Bana göre yazması gereken tek insan sensin. Çünkü Mamak’ın onuru sensin. Biz de büyük bir gururla seni takip etmeye, yolunda yürümeye çalıştık.



Hocam direk konuya gireceğim. Firarın ve sonrasında yaşanılanlara değineceğim. Firardan hemen sonra Avrupa ya geçtin. 18-19 yıl sonra birden ortaya çıkıyorsun ve merhaba ben geldim diyorsun ve hesap sormaya koyuluyorsun. Kimden ve kimlerle beraber? Oldu mu bu hocam?



Tamam, tarihsel sürece ilişkin hesap sorma hakkına, bu harekete emeği geçen herkes sahiptir. Şu anda yan yana olmazsak bile, bu böyledir. Sense bu hakkı, herkesten daha çok hak eden birisin.

Onlarca şehit vermiş, yüzlerce insanı büyük bedeller ödemiş bir hareketten söz ediyoruz. Bu anlamda eksikliklerin,yanlışlıkların mutlaka ortaya konulması gerekiyor.İdeolojik hattın,örgütsel yapının her şeyin tartışılması gerekiyor. Tartışmalıyız da. Ve hatta daha özele girerek, görev verilen ve sorumluluk alan pek çok insanlarımızı ayrı-ayrı tartışalım.Nedenleri-niçinleri ortaya koyalım. Tüm Bunları bu günün ve geleceğin aynası olması açısından sorgulayalım. Bu anlamda açık yürekle istenilen her yerde, her ortamda tartışalım. Ama tek bir şartla. Hainlerle, satılmışlarla ve döküntülerle değil, bu süreci onurluca taşımış unsurlarla birlikte bu işi yapmalıyız.



“Emniyet kuvvetlerine yardım maksadıyla yakalandığım günün akşamı ve onu takip eden günde aşağıda sıralayacağım evleri bulmaları bakımından polise yardım ettim” (ifade sayfa-16)



“Kronolojik sıra içinde hadiseleri anlatırken yukarıda söylemeyi unuttuğum bir hususu daha açıklamak istiyorum…” (ifade sayfa -17)



Bunlar, bir tokat bile yemeden, örgütü polise teslim eden ve bugün ACİLCİLER hareketinin kurucu üyesi olduğunu utanmadan söyleyebilen bir itirafcının polis ifadesinden yapılan alıntılardır. İfadesinin tamamı o günkü süreçte tüm yapıyı ele veren itiraflarla dolu.Bu itirafçının adı ENGİN ERKİNER dir.



İBRAHİM YALÇIN hakkında bir şey söylemeye bile gerek yok. Para karşılığı ajanlık yaptığı ,bu yöndeki itirafları defalarca yayınlandı.



Peki hocam,sen ki mücadeleyi,direnmeyi kendine amaç edinmiş bir devrimci olarak, bu döküntülerle senin ne işin olabilir? Sana olan tüm saygımla soruyorum :



O süreçte tek sorumlu olsaydın bunların cezası ne olurdu?



Yapma hocam,ismini-geçmişini bu insan müsvetteleriyle kirletme.



Seni saygıyla selamlıyorum

Ömer GAZEL