7 Oca 2010

165.dosya : YORUMSUZ

Zeki Bayterin 14 Nisan 2010

“Tek bir soru...

Bu yazılanlar yalan mı? Uydurma mı? Yoktan var edilerek üretilen hayal ürünleri mi?

Yalandır, uydurmadır, böyle birşey olmamıştır diyebilen bir kişi varsa çıksın SÖYLESİN...

Ben kendi adıma söylüyorum. Ben bu sitede yazılan yazılar adına da konuşuyorum.

Yalan söyleyen, yok yere kirlilik yaratan, şaibe üreten, belgesiz, tanıksız konuşan her kim olursa olsun NAMUSSUZDUR..."

Yukarıdaki satırların sahibi malum… MİT ajanı İbrahim Yalçın.

Kendisine tek bir soru sormuşlar onu taklit ediyor. Cevap verememişti. Ne sormuşlardı önce bir hatırlayalım;

“İbrahim yalçın, THKP-C(Acilciler) örgütü 1. kongresini takip ve ihbar etmek için ön ödeme olarak, MİT’ten direk ve elden keş para 150 000 TL aldın mı? Almadın mı “ (Bkz. 57. Dosya http://tarihselhainler.blogspot.com/)

Bir MİT ajanı muhatap alınmaz, bizde bu kural, cezası verilir o kadar. Onu muhatap almadan, okurun bilgisine sunmak için yazıyorum. Cevabım evet, sizler birer yalancısınız. Her yazdığınız da şaibe ve kirliliktir, diyorum... Dayım ALİ ÇAKMAKLI’nın ailesine küfrettiğimi uydurmandan tut, bir dolu çirkin suçlamaları unuttuğumu varsay. Ama şunu İyi hatırla, Bir yazında benimle görüşüp nasihat edensin… Yalancı olduğunu söylemek zorundayım, söylemesem yüreğim söylesem dudaklarım kanar. Söylemeliyim ki kendi küllerinde çırpınmasın Anka… Söylemeliyim ki yakmasın kanatlarını, kendi ateşinde. Öyle ya, yalancının mumu yatsıya da kalmıyor.

Hep yalan söylediniz hep uydurma ve kurgularla konuştunuz ve hele tek bir belge ve kanıt ortaya koymadınız. Ama sizin için söylenenler kanıtlarıyla belgeleriyle ortaya kondu. Belge ve kanıtlar, başkasının değil, duyum ya da ölü konuşturarak değil, kendi el yazılarınız ve polis ifadelerinizdi. Gerisi teferruattır denip ciddiye bile alınmadınız.

Ama siz, 2 yıldır çırpınıyor kendinizden başka kimseyi kandıramıyorsunuz. Oysa sağlam iddialar iki satır, üç cümle olur, kanıtlar ve belgeler konur, biter. Yukarıda sana sordukları sorunun seni bitirmesi gibi…

Haliniz perişan beyler pür perişan…

Kamburunuz ömür boyu çirkinlik kusmaya mahkum etmiş sizi.

Bundan sonrası dağları delmektir, öyleyse vur kazmayı Ferhat, çoğu gitti azı kaldı.