“KATİL MUHBİR” ENGİN ERKİNER
İLKER AKMAN VE YOLDAŞLARINA NASIL KIYDIN…
Mihrac Ural
28 Ağustos 2010
“Katil Muhbir” Engin Erkiner yakalandı.
10 soru sordum hepsi kanıtlı, belgeli ve şahitleri olan 10 soru.
Bu soruların en yenisi, Malatya Beylerderesi’nde İlker Akman ve yoldaşlarının katledilmesine yol açan muhbirin Engin Erkiner şerefsizi olduğunu açığa vuruyordu.
Süratle refleks verdi. İç dünyasındaki gerçek suratına yansıdı.
“Katil Muhbir”, itirafçı Engin Erkiner’di.
Soru benden gelmedi. Olayı yaşayanlar, olayın içinde olanlardan geldi.
Bu bir haykırıştı, suratına tükürerek “ihbarı sen yaptın” diyen İlker’in kız kardeşiydi. Şehit abisinin acısı üzerine, kızıyla sokağa atılarak da zulüm gördü. Ama o onurluydu Abisinin katili bir muhbirle yaşaması imkansızdı.
Gerçekle yüzleşmeye dayanamayan bu şerifsiz itirafçı Engin Erkiner, bir katil muhbirdi. Ne yapsa gerçekliğinden kaçamayacaktı. 34 yıl sonra gerçek gelip urgan gibi boynuna sarıldı.
Katil muhbir, aynı anda cevap verme refleksi gösterdi, Suçluydu ve kimsenin bilmediği bir konuyu açığa çıkardığımızı anlamıştı.
İnkar edemedi. Böyle bir şey yok diyemedin, cevabi yazısı onu bir kez daha ele veriyordu.
"Beylerderesi’ni ihbar mı etmişim…
Hayatımda Sivas’ın ötesine gitmedim ama bu da kabul…” (Engin Erkiner)
Hayatımda Sivas’ın ötesine gitmedim ama bu da kabul…” (Engin Erkiner)
Başka cevabın yok. Nasıl olsun ki?
Bunak adam sen kimi kandırıyorsun söyler misin?…
Sivas’tan öteye geçip geçmediğini soran kim? Bırak demagojiyi şerefsiz katil, İlkerlerin yerini kime ve nasıl ispiyon ettin sen bu sorunun cevabını var?
“Sivas’ın ötesine” geçmemiş, ihbar için Sivas’ın ötesine geçmek gibi bir zorunluluk mu var?
Saptırma, soruya cevap ver … İlkerlere nasıl kıydın…
İlker Akman’ın kız kardeşini ve ondan olan kızını Beylerderesi katliamından sonra neden boşayıp, sokağa attın?
İlker Akman’ın kız kardeşi suratına tükürerek “katil muhbir” dedi mi denmedi mi?
”Abim İlker’in ve arkadaşlarının katledilmesine yol açan ihbarı sen yaptın” dedi mi demedi mi?
Sen bu soruya cevap ver.
Eveleyip geveleme…
Bu insafsız ihbar zulmünün ardından Ankara örgüt birimini ölü ya da diri tasfiye ederek İstanbul’a geçtin.
İstanbul’da MİT ajanı İbrahim Yalçın’la tanıştırıldın ve Topyekun örgütü tasfiye eden 19 Ağustos 1977 itiraflarını, kendi deyiminle “kronolojik olarak” verdin.
TKEP’li oldun, ne tesadüf ki yine MİT ajanı İbrahim yalçın’la birlikte oldun; TKEP tasfiye oldu.
Ömrünün yarısı, 28 yıl TKEP’li olmana rağmen, ortağın MİT ajanıyla birlikte polis organizesi ikili olarak, Acilcileri dilinize dolamaya başladınız. Özel Harp dairesi yöntemleriyle karalama ve şaibe yaratarak devrimci zihinleri kirletmeye yöneldiniz.
Bunlar tesadüf değildir, olamaz da.
Nerede olduysanız orada bir tasfiyecilik oldu, orada kirlilik ve şaibe oldu…
“Katil muhbir” artık açığa çıktın, sulandırarak gerçekten kaçmaya çalışacağını biliyorum bunun için, “Müptezel itirafçı Engin Erikner, alttaki soruları okuyunca sulandırmaya girişecek. “Kızıldere katliamının muhbiri de bendim” diyecek. Ama sulandıramayacaktır; İtirafçı Engin’in polis ifadesini okumak bu konuda yeterli bir fikir verecektir (Bkz. 1. DOSYA. POLİS İFADESİ). “ dedim.
Beni yanıltmadın, aynıyla bunu yaptın; seni senden daha iyi tanıyorum bunu kabul et ve demagojilerle kurtulacağını sanma…
“Kızıldere”, “Mustafa Suphi”… Öyle mi? Dinle ve beynine iyice kazı, ne Kızıldere ne Mustafa Suphi seni kurtaramaz artık.
Korku ruhunu sardı değil mi?...
Ortağınla kirliliğe alışmışsın, hayatını devrimci mücadeleye adamış, ser verip sır vermemiş insanları kirletmek kolay sanıyorsunuz değil mi?
Genç devrimci insanlara ve geçmiş algılara zarar veriyor diye cevap vermemeye çalıştık, zıvanadan çıktınız öyle mi? Yumurta fabrikası gibi yalan senaryolar üreterek, akıl zoru ithamlar yapmak koyla değil mi? Bekleyin bakalım daha neler göreceksiniz.
“Katil muhbir” Engin,
Sen ki, insanlara çamur atan, şaibe yaratan, ilgisiz insanları tartışmalara karıştıran, hiçbir ahlak kuralında olmayan aileleri kirletmeye çalışan, isim ve adresler vererek Doğu Perinçek özentisi muhbirlik yapan bir insansın. Bunlar sicilinde mevcut.
Ancak bu kez, bu da değil, öyle bilgiler elimize geçti ki, bunlar seni oyacak Engin oyacak… Hem de nasıl oyacak.
Ortağın MİT ajanına laf söylemeye tenezzül etmeyeceğim. O bir MİT ajanıdır. Bu kadar.
MİT ajanları asla muhatap alınmaz…
O ya da onun adına sen, MİT’le ilişki tarihini açıklayın. Net tarih…
İbrahim Yalçın bunu örtmek için, el yazılı itirafnamesinde üç çelişkili tarih vererek bulanıklık yaratmaya çalışıyor ve susuyor.
Orta-doğuya, Örgüte ilk gelişi olan 28 Ağustos 1986 tarihinden sonra 15 gün kalıp ülkeye tekrar gitmişti. Ancak örgüte, MİT’le ilişkisinden hiç söz etmemişti. İkinci kez 20 Ekim 86 sonrası geliyor. Başka MİT ajanlarının yakalandığını görünce itiraf etmek zorunda kalıyor. Ancak MİT’le ilişki tarihini hep gizliyor. Soruyoruz susuyor.
Sorumuza yanıt vermiyor çünkü o da senin gibi kendi el yazısıyla bir kez daha yakalandı.
Bataklığınıza bulaşmış iyi niyetlilere de seslenerek, tekrar soruyorum;
İbrahim yalçın MİT’le ne zaman irtibata geçti?
Tam tarih bekliyoruz.
Eveleme geveleme değil…
Bu soru her şeyi ortaya dökecek, aranızdaki kirli geçmişi de ortaya serecektir.
Bunun için cevap veremiyorsunuz, ortağınızı cevap vermesi için zorlamıyorsunuz.
Çünkü birbirinize çok benziyorsunuz.
Bunu geçelim.
Türkçe sinemaskop film senaryolarına parmak ısırtacak yalanların müptezeli olduğunu bu tartışmalarda herkes gördü. Bir önceki yazıda ortaya attığın şaibeyi bir sonra ki yazında kanıt göstererek yaptığın ahlaksızlık artık kimseyi aldatmayacak kadar açık oldu.
Hayatın boyunca siyasi olamadın, hep müptezelce yazılarla oyalandın. Sana ait tek bir siyasi soyutlama gösteremesin, çünkü hep başkasının aklına muhtaç oldun, ezberlediğin dergi kırıntılarıyla geçindin. Hiçbir örgütte kalıcı olamadın çünkü görevliydin. Hep MİT ortağınla buluşmanın sırrı da buydu. Sen çirkin bir “katil muhbirsin” artık bunu açığa çıkardık…
Şaşkına döndün değimli ahlaksız muhbir.
34 yıl sonra, suratına bir şamar gibi katil muhbir olduğunu, kanıtlarla seni ortaya çıkardık.
Sen İlker Akman ve yoldaşlarının uğradığı katliamın muhbirisin, bu artık ensene bir kılıç gibi binmiştir. Boynun bundan kendini kurtaramayacaktır.
Sen ve ortağın MİT ajanı İbrahim Yalçın’ı Allah bile elimizden kurtaramayacak. Bekleyin de kaderinizi görün.
Bir onurlu direnme örgütü THKP-C (Acilciler)’e, şehitleri ve değerlerine karşı zalimce dil uzattınız. Emekleri, direnmeleri, fedakarlıkları ayaklar altına almaya çalıştınız. 28 yıllık TKEP’li olduğunuzu bile unutarak, kirlilik ve şaibe yaratmaya çalıştınız. 3 yıl kesilmeden yaptığınız karalamalar sonuç alsaydı, devam etmenize gerek kalmazdı; yalanla, yalan kurgularla bir yere varamadınız. Ömrünüzü bunlarla tüketseniz de varamayacaksınız.
Sendromlarınızın esiri olmuşsunuz. Devlet adına görevli olarak şaibe yaratıyorsunuz çünkü şaibelisiniz. Size böyle bir kader yazıldı, bu durumunuz sizinle mezara kadar gidecektir. Kirliliğinizle yok olacaksınız.