7 Oca 2010

Kamuoyuna basın açıklaması: ANADİLLE EĞİTİM HAKKI

TÜRKİYELİ ARAP HALKI KONFERANSI
( I. HAZIRLIK TOPLANTISI: 15 ŞUBAT 2010 )

Arapça anadille eğitim talebi, Türkiyeli Araplara yönelik demokratikleşme açılımının yol haritasında ana halkayı teşkil etmektedir.

Arapça anadil eğitimi, bir din dersi olarak ele alınamaz. Arapça anadil eğitimi, dil bilgisi uzmanlarınca, dini içerik taşımadan verilecek bir Arapça anadil eğitimidir. Her dinden ve mezhepten Arap insani o Arapca anadil eğitimi içerisinde kendini eşit bir pozisyonda bulabilmelidir.

Türkiyeli Arap halkı aydınları olarak, kimlik ve demokratik haklarımızın ilanı amacıyla 15 Şubat 2010 tarihinde bir araya gelerek, sorunlarımızı ortaya koyduk.

Yaptığımız toplantıyı, Türkiyeli Arap Halkı Konferansı Hazırlık Toplantısı olarak bağladık.

Türkiye ve Batı Avrupa’da yaşamakta olan Türkiyeli Arap aydınlarının katkı ve katılımıyla gerçekleşen bu tarihsel toplantıda, Türkiyeli Arap halkının sorunları bütün boyutlarıyla tartışılmıştır.

Türkiyeli Arap halkının tarihi geçmişi, din-mezhep farklılıkları, ortak dil ve asimilasyon sorunları, feodal kültür kalıntılarının demokratik yaşam ve demokratik örgütlenme ortamı üzerindeki olumsuz etkileri, Türkiyeli Arap halkının Türkiye'deki siyasal katılım ve söylem sorunları, değişik din ve mezheplerden olan Arapların duruş farklılıkları ve ortak kimlik sorunları, milliyetçilik ve inanç bazında gericileştirme çabalari üzerine yaptığımız istişareler sonucunda, şu kararları aldığımızı kamuoyuna açıklamayı bir sorumluluk olarak görürüz.

1. Türkiyeli Arap halkı, Türkiye mozağinin zenginliği ve ana unsurlarından biridir. Arap halkı ortak ülkemizin üçüncü büyük etnik topluluğu, yaşadığı coğrafyanın da en kadim yerli halklarından birisidir ve bu coğrafyanın bölünmez bir parçasıdır. Müslüman ve Hiristiyan, farklı inançlara sahip olmanın iç zenginliğiyle de kararlı, tutarlı dil ve kimlik birliği olan bir halktır. Yoğunluklu olarak Torosların güneyinde yaşayan, Türkiyenin güneydoğusunda ve Türkiyenin metropol kentlerinde de yaşayan Türkiyeli Arap halkı, kimlik hakları dahil, kollektif kimliğine ilişkin hiç bir demokratik hakka sahip değildir.

2. Türkiyeli Arap halkı, tarihin derinliklerinden çıkıp gelmiş ulusal evrimin tüm özellikleriyle, dili, kültürü, coğrafyası gelenek ve görenekleriyle kollektif kimlik sahibi olarak yaşadığı topraklarda, vatandaşlık sorumluluklarının tüm gereklerini, azami düzeyde, yerine getirerek yaşamaktadır. Ancak ödediği vergilerin ve taşıdığı yükümlülüklerin karşılığında kollektif kimliğinin en doğal ve en insani hakkı olan anadil eğitimi dahil, demokratik hiç bir hakkın sahibi değildir.

3. Tarihi boyunca bu toprakların iyi ve kötü gününde diğer kardeş halklarla, üzerine düşen her sorumluluğu yerine getirmiş olan Türkiyeli Arap halkı, barışçıl bir halktır. Medeni kültürünün verileriyle şekillenmiş algıları, sorunlarının çözümünde barışçıl politikaları esas alır. Yasal, barışçıl, uyumlu, birleştirici ve demokratik mücadeleyi temel alır.

4. Kendine özgü varlığıyla ayrı olan, bütünün içinde uyumlu birliğiyle, barışçıl ilişkileriyle bütünün ayrılmaz bir parçası olan Arap halkının kimlik ve demokratik haklarının anayasal, yasal ve kurumsal olarak güvenceye alınmasını talep ediyoruz.

5. Böylesi barışçıl duruşuyla Türkiye halklarının sempatisini kazanmış olan Arap halkı kimlik ve demokratik haklarından daha fazla mahrum bırakılmamalıdır. Artık bu durumun değişmesi gerekiyor ve daha uzun bir süre böyle devam etmesine tahammülümüz kalmamıştır. Bu toplantı da bu gerçeğin açık bir ifadesi olarak, dile getirilmektedir. Buradan da devletin, yaklaşık bir asırdır sürdürmekte olduğu asimilasyon politikalarının durdurulmasını talep eder. Ortak ülkemiz Türkiye’de artık eşitlik istiyoruz..!

6. Türkiyeli Arap halkının sorunlarının muhatabı devletimizdir. Halkımızdan vergiyi alan, vatandaşlık haklarının yükümlülüklerini talep eden devletimiz, aynı zamanda halkımızın kimlik ve demokratik hak taleplerinin de muhatabıdır. Bu açıdan ARAPÇA ANADİLLE EĞİTİM HAKKI'nın ikircimsizce, devletimizin resmi okullarında, anaokul ve temel eğitimin tüm aşamalarında, ortak resmi dilimiz olan Türkçe yanısıra, verilmesini talep ederiz. Bu hakkın, ortak ülkemizin demokratik, eşit kurucu, ortak etnik toplulukları algısı üzerinde yükselecek bir içerikte, anayasal güvenceye alınmasını talep ederiz. Bu hakkı, ortak ülkemizin tüm etnik farklılıklarını da birleştiren ve eşitleştiren bir talep olarak, bundan sonra Türkiyeli Arap halkının, kimlik ve demokratik haklarının temel taleplerini içerecek programın tek maddede özetlenmiş ifadesi olarak ilan ederiz.

7. Bu barışçıl ve insani amaç etrafında, Türkiyeli Arap halkının, Avrupa, Ortadoğu ve Türkiye'de yaşayan tüm üyelerini, aydınlarını, emekçilerini, siyasal şahsiyetlerini, sivil toplum etkinliklerini, yerel ve ülke ölçeğindeki basın etkinliklerini, bu haklı talep uğruna, demokratik-barışçıl mücadeleye davet ederiz.

Bu bildiri, Mayıs 2010 da yapılacak Türkiyeli Arap Halkı 1. Konferansı, II. Hazırlık Toplantısı'na etkin katılım için, bütün Türkiyeli Arap aydınlarına açık bir davettir.

Türkiyeli Arap Halkı 1. Konferansı
Hazırlık Komitesi