7 Oca 2010

128.dosya : YERİN DİBİNE BAT KİRLİ ADAM

ACİLCİLERİN DEVRİM PROGRAMI BURADA


YERİN DİBİNE BAT KİRLİ ADAM

( TKP-B DÖKÜNTÜSÜ ) HASAN BALCIOĞLU


Şerif Yılmaz


6 Aralık 2009



Hasan Balcıoğlu diye TKP(B) döküntüsü bir ahlaksız, durmadan kışkırtıcı tarzda ilgisi olmadığı Acilciler sürecine sokulup duruyor. 27 yıldır Acille ilgisiz olanların çirkinliğini aşarak kraldan çok kralcı saldırılar yapmaya çalışıyor. Tartışmaların küfür dozunu zıvanadan çıkarcasına, ipi koparcasına yükseltmeye çalışıyor. Birde utanmadan özveriler örgütü Acilciler’in siyasal literatürüne dil uzatıyor…



Diyor ki; “Patronuna soruyoruz cevap veremiyor. Patronun senin acil, hareket diye göklere çıkardığı çetenin programını, tüzüğünü bir gönder okuyalım bakalım diyoruz. O duymuyor. Mademki böyle bir yapı var. Sen her türlü belgeyi buradan yayımlıyorsun. Arşive girip çıkıyorsun. Oradan bize acil hareketinin programını gönder bizde utanalım. Yerin dibine girelim.”



(kimden hasan balci balcihasann@yahoo.com tarih06 Aralık 2009 12:44,Özel iletiden).



Bu şahıs o kadar onursuz ki, kırk kez bıraktım dediği tartışmaya dönmekten beis görmez. Erdemsiz biri, “bize acil hareketinin programını gönder bizde utanalım. Yerin dibine girelim.” der. Ancak programı gösterdiğimiz zaman ise hiçbir şey olmamış gibi pişkince görevine, provokatörlüğüne devam eder.



İzleyelim bakalım. Acilcilerin siyasal seyri seferini ve bunun öncü birikimlerini.





Acilciler örgütünün temel siyasal perspektiflerinin oluşumunu sırasıyla; belge, yazı ve bildirileri, dergi, kitap ve broşürleriyle ifadelendirmek mümkündür. Bir ipi kopmuş terbiyesiz, ilgisiz olduğu örgüt tarihimize de burnunu sokarak Mehmet Yavuz arkadaşımıza örgütümüzün programının olup olmadığını soruyor. Bilmiyor aptal, salakça konuşması da bundandır. O gitsin yeni küfürler öğrensin İstanbul’un malum yerlerinden. Yüzme bilmemesine rağmen, içine daldığı okyanusta boğulması muhkemdir…





Acilciler süreci esas olarak 19 Ağustos 1977 İstanbul yakalanmasıyla birlikte başlar. Öncesi, ardı arkasına yöneticilerini esir düşüren, teknik bilgisizlikten dolayı da ellerinde bombalar patlayıp ölünen bir süreçti. 19 Ağustos 1977 felaketini herkes biliyor. Polis işbirlikçisi bir itirafçı (Engin Erkiner), örgütü her şeyiyle polise teslim ediyor; aklındaki her türlü bilgiyi, hayalindeki ihtimalleri ve olasılıkları “kronolojik” olarak sıralayıp veriyor; tek tokat yemeden…



Sonra örgüt yeniden ayağa kalkacaktır. Güney bölgesi, İstanbul, Karadeniz ve İç Anadolu’da geride kalanlarla yola çıkılıyor. Örgüt olmak için eylem yetmiyor. Çok etkin kadrolarla, bilinçli okuryazar ekip çalışmalarıyla, siyaseti yeniden yapılandırmak gerekiyor. Tezler, stratejiler, taktikler her şey yeniden yapılandırılmaya yönelecek.



Acilcilerin siyasal yönelimleri burada başlar. İlk adım eski temel tezlerden olan klasik halk savaşı anlayışıyla, kırlardan şehirlerin kuşatılması söylemi eleştirilir. Süreç, tekelci kapitalist bir ülkede halk savaşı iddiası yanlıştır belirlemesiyle sonuçlandırılır. Vietnam, Çin modeli gibi hareketli gerilla birliği oluşturma adımları olsa da, ilk adımda çöker. Ne etkin bir kriz, ne de feodal mahalli mütegallibenin birbirinden ekonomik, sosyal, kültürel hatta siyasal açıdan kopuk bölgeleri yoktur; bu nedenle, klasik anlamda halk savaşı teorileri ülkemizde geçerli olamazdı. Şehirler ve kitleler temel alınacaktı. Bu noktada Acil hareketi, 19 Ağustos 1977’de geçmişten mirası kalmış, ancak gelişen sürece yeterli cevap olmayan bir iki yazıyla (Rus Devriminden Çıkan Dersler, Mevcut Durum ve Devrimci Taktiklerimiz-Suni Denge, TDAS) temel bağlarını kesmeye başlar. Zaten 19 Ağustos 1977’ye kadar; yayın çıkartmak, bildiri dağıtmak, kitle içinde çalışmak, sivil toplum oluşumlarına yönelmek resmen yasaktı. O dönemde “Sovyet Sosyal Emperyalizm Tezlerinin Saçmalığı” başlığıyla çıkan kitap üzerine yapılan eleştiriler de, bu mantığın bir parçasıydı.



Bunun için önceden de yürütülen, ideolojik tartışma süreci tırmandırılır. CEPHE merkez yayın organı böylesi bir ihtiyacın sonunda, Güney Bölgesinde çıkmakta olan TEK YOL DEVRİM dergisinin bir devamı olarak çıkmaya başlar.



Bu süreç; sosyal emperyalizm, faşizm üzerine, emperyalizm ve bunalım dönemlerinin değerlendirmelerini içeren tartışmaların yoğunlukla öne çıktığı tarihi bir evreydi. Örgüt Güney Bölgesindeki yoğun etkinliğiyle, kitlelerle olan bağlarını daha da güçlendirerek; derneklerde, sendikalarda, sivil toplum örgütlerinde bitip tükenmez seminerlerle bu süreçteki siyasal tutumlarını geliştirmeye ve bunları yazılı hale getirip, örgüt içi bir eğitim çabasına çevirme durumunda oldu. Mihrac Ural yoldaşın yazdığı “Kapitalizm mi? Sosyalizm mi?” adlı kitabı, önce teksirle 210 sayfa olarak “Sovyet Sosyal Emperyalizm Tezlerinin Saçmalığı” başlığıyla 1976 sonlarında basılır, ardından 1979 yılında Ankara’daki örgüt matbaasında basılarak yaygınlaştırılır. Bu kitap aynı zamanda Mihrac Ural yoldaşın basılı ilk eseridir.



1979, aynı zamanda ulusal sorun tartışmaları dönemidir. Konya cezaevinde bu konu ile ilgili olarak, Mihrac Ural yoldaşın kaleme aldığı “MİLLİ MESELE” adlı eseri, Mahirlerin anısına 30 Mart 1979’da Konya ceza evinde bulunan daktiloyla dışarıya teksirle çoğaltılmak üzere çıkartılır (bu nüsha örgüt arşivindedir). Bunu takip eden tartışmalarda faşizm üzerine, sendikalar üzerine ve 60’ı aşkın broşür ve kitapla örgütün temel siyasal jargonuna ilişkin belirlemeler; strateji ve taktikleri, bir kaç makale dışında genelde Mihrac Ural yoldaşın kaleminden çıkmış olarak örgüt görüşlerini şekillendirir, parti okulu eğitim çalışmalarının temel unsurları olurlar. Bunu günübirlik yazılan yazılar ve 2500 bildiriyi ihtiva eden yazılımla, zaman zaman merkez komitesiyle, kimi zaman da örgüt adına Mihrac Ural ve farklı isimlerle belirlenen siyasal yönelimler, devrimci kamuoyunda yankı bulur. Bu çabalarla on yıllar boyunca kesintisiz olarak dünya, ülke ve bölge olayları üzerine siyasal görüşlerimiz belirlenip kaleme alınır. Öyle ki 12 Eylül rejimi; 11 Mart 1984 tarihli, 18338 sayılı Resmi Gazetede Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanının onayıyla Mihrac Ural’ın 26 broşür, kitap ve yazısını resmen yasaklar listesinde ilan eder. Bu yasaklar ayrıca örgütümüzün şeref defterine yazılır.



Örgütlü çalışmanın kurumsal bir çalışma olduğu kadar, programsal bir çalışma da olduğu gerçeğinden hareket edilerek; yine Mihrac Ural yoldaş tarafından kaleme alınan ve daha sonra 1. Kongrede onaylanan örgüt programı “GEÇİŞ DÖNEMİ DEVRİM HEDEFLERİMİZ”, siyasal yolculuğumuzun en önemli köşe taşı olarak belirlenir. Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz bu program; Ekim 1981 tarihinde, Cephe yayınlarınca basılarak devrimci kamuoyuyla paylaşılır ve 1986 yılında da örgüt 1. Kongresinde tartışılarak onaylanır.



Acilciler örgütünün temel tüm yazımı ve açılımlarının, siyasal yönelimlerinin belirlenmesinde Mihrac Ural yoldaşın gösterdiği katkıya karşılık; 1982 1 Mayıs tarihi itibariyle, örgütten kaçıp TKEP’e sığınan bir itirafçının, sürece ciddi bir katkısının olmadığını da hatırlatmak gerek. Örgüt arşivimiz yaklaşık olarak eksiksiz bir biçimde, siyasal yazıları bir arada tutmaktadır. Polis işbirlikçisinin bu arşivde örgütün temel siyasal yönelimlerine ilişkin, bir elin parmak sayısı kadar olmayan katkısı, 1982 den itibaren de yoktur.



1982’den 1.Kongreye kadar geçen sürede, etkin yazım süreçleri yaşanmış olup, CEPHE dergisi merkez yayın organı olarak, her ay onlarca sayfa yoğun teorik yazılarıyla devrimci kamuoyunda saygın bir yer edinmiştir. Bu süreçte polis işbirlikçisi bir itirafçının “kıytırık” bir iki makalesi dışında, Acilciler örgütünün siyasal yönelimlerini belirleyecek hiç bir katkısı yoktur olmamıştır. Bu ahlaksızın yaptığı tek şey; örgütü yıkmaktır, polise teslim etmektir. Belgeler, bilgiler, kanıt ve tüm yazılar örgüt arşivindedir.



Mihrac Ural yoldaşın “Geçiş Dönemi Devrim Hedeflerimiz” adıyla kaleme aldığı programımız 1.Kongreden onay alarak; siyasi, ekonomik ve sosyal hedeflerimizi şu başlık sıralamasıyla takip etmektedir.





Sayfa 3: NASIL BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ?



Sayfa 7: NASIL BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ?



Sayfa 10: Nasıl yapılmalı



Sayfa 13: Hedeflerimiz



Sayfa 15: iç siyasal hedeflerimiz


Sayfa 16: İLHAKLAR KADERLERİNİ BELİRLEMEDE BAĞIMSIZ, AZINLIKLAR ÖZGÜR OLACAKTIR


Sayfa 19: DEVLETİN TÜM KURUMLARI DEMOKRATİK OLACAKTIR, HALKA KAPALI HİÇ BİR KAPI KALMAYACAKTIR.



Sayfa 21: ADALET HATALI OLANLARI TOPLUMA YENİDEN KAZANDIRMAK İÇİN EĞİTİM İŞLEVİ GÖRECEKTİR



Sayfa 23: YÖNETİM, EMEKÇİLERİN DOĞRUDAN DOĞRUYA VE DEMOKRATİK EGEMENLİĞİNCE GERÇEKLEŞECEKTİR.


Sayfa 25: DIŞ SİYASAL HEDEFLERİMİZ


Sayfa 26: TÜM KÖLELİK ANLAŞMALARI FESH EDİLECEKTİR, İKİLİ ANLAŞMALAR HALKA AÇIK, EMEKÇİ KİTLELER YARARINA TAM ANLAMIYLA DEMOKRATİK VE DEVRİMCİ OLACAKTIR.


Sayfa 28: UŞAKLIK PAKTLARINDAN ÇIKILACAK, BAĞIMSIZLIĞI TEMEL İLKE ALMAYAN HİÇ BİR PAKT VE İTTİFAKTA YER ALINMAYACAKTIR.


Sayfa 30: ULUSLAR ARASI EMPERYALİST FİNANS KURUMLARININ EGEMENLİĞİNE SON VERİLECEKTİR.


Sayfa 32: DÜNYA DEMOKRASİ GÜÇLERİNİN YANINDA YER ALINACAKTIR


Sayfa 34: KOMŞU ÜLKELERİN HAKLARINA SAYGI VE İLİŞKİLERDE EŞİTLiK HAKİM OLACAKTIR.


Sayfa 37: EKONOMİK HEDEFLER


Sayfa 39: TEKELCİ ÖZEL MÜLKİYET KAMULAŞTIRILACAK VE MERKEZİ EKONOMİYLE HALKIN YARARINA İŞLETİLECEKTİR


Sayfa 41: TARIMDA TEKELCİLİK YIKILACAK DEMOKRATİK DEVLETİN DESTEKLEDİĞİ KOLLEKTİF ÜRETİCİLİK EGEMEN KILINACAKTIR.


Sayfa 44: KAMU İKTİSADİ TEŞEKKÜLLERİ YENİ BAŞTAN TOPLUMSAL ÜRETİMİ ARTTIRMAK ÜZERE DÜZENLENECEKTİR


Sayfa 46: TİCARET, TEKELCİLERİN SULTASINDAN KURTARILACAK, DEVLETLEŞTİRİLECEKTİR.


Sayfa 48: MALİ KAYNAKLAR TOPLUMSAL ÜRETİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ TOPLUMSAL REFAHIN SAĞLANMASI İÇİN DEĞERLENDİRİLECEKTİR.


Sayfa 50: DOĞAL ZENGİNLİKLER BU TOPRAKLAR ÜZERİNDE YAŞAMINI SÜRDÜREN EMEKÇİ HALKIN OLACAKTIR


Sayfa 52: TOPLUMSAL HEDEFLER


Sayfa 54: İŞSİZLİK KALDIRILACAK, TÜM ÇALIŞMA KOŞULLARI İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİÇİMLERDE DÜZENLENEREK, EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İLKESİ UYGULANACAKTIR.


Sayfa 57: TÜM EMEKÇİ KESİMLER SINIRSIZ ÖRGÜTLENME HAKKINA SAHİP OLACAKTIR.


Sayfa 59: EĞİTİM ÜRETİM İÇİN OLACAKTIR. KÜLTÜR EMEKÇİLERİN ÜRÜNÜ OLARAK GELİŞTİRİLECEKTİR


Sayfa 62: EMEKÇİLERİN SINIRSIZ BASIN YAYIN ÖZGÜRLÜĞÜ OLACAKTIR


Sayfa 64: SÜREKLİ VE GENEL SAĞLIK KONTROLU YAPILACAKTIR.


Sayfa 67: KONUT SORUNU DEMOKRATİK DEVLET DENETİMİ ALTINDA HER AİLEYE KONUT SAĞALMNMASI HEDEFİYLE ÇÖZÜMLENECEKTİR.

Sayfa 69: KADIN CİNSİ ÜZERİNDEKİ AYRICALIKLI TOPLUMSAL BASKI SONA ERDİRİLECEKTİR.


Örgüt programımız 71 sayfadır. Bu program bir devrim programıdır. Halkın uğruna mücadele edeceği bir siyasal, sosyal ve ekonomik program olduğu kadar, ihtiyaç duyduğu bir hak ve hukuk programıdır.



Bilmeden konuşmak ayıplanacak bir şeydir. Sormasını bilemeyen, önce bunu renecek. Akıl almaz bir küfürle insanlara saldırmanın siyasi bir yanı yoktur. Düzeyi olmayanlarla bizim işimiz yoktur. Görevleri bitince, kendileri de bitecek insanların insan olup olmadıkları da tartışmalıdır.


Programı yukarıda verdik. Tüzüğü soruyor. Onu da başka zamana bırakalım.

1.Kongremizin en değerli sonuçlarından biri örgüt tüzüğüdür; Ülkemizin solunda, ölüm hükmünü kaldıran tek örgüt tüzüğü Acilcilerin tüzüğüdür.

Bununla ne kadar övünsek azdır.

Tüzüğümüzden yararlanarak bize saldıranlar, oturup kırk yıl tüzüğümüze dua etsinler…