Mihrac Ural
29 Ocak 2010
ATAK dergisi, on yıllar içinden çıkıp gelmiş haklı halk davasının bilince çıkan doğrularını temsi eden bir dergidir. ATAK dergisi, ülkemiz yayın dünyasının varlıkları içinde, onlarla barış içinde yaşayan bir ayrı varlıktır; tarihi, hikayelerle değil, mücadelenin orta yerinde somut emeklerle oluşturmak ve korumaktır. ATAK, siyasi bir iradenin kararlı duruşudur; sorumluluktur...
Siyası bir derginin 11 yıl kesilmeden yayın yapması için neler gerekli. Bunu algılamak için zahmet edip empati yapmak gerek.
Pandoranın kutusu gibi karmaşık, kaosların, kimlik bunalımlarının, etnik ve inanç farklılıklarının olyduğu, hakimlerin mahkumları ötekileştirdiği bir ülkede kararlı bir siyası çizgi üzerinde 11 yıl yayın yapmak öncelikle siyasi bir iradeyi gerikli kılıyor. Bu siyasi irade de tek başına yetmiyor Siyasi iradeyi besleyen gerçekçi davaların olması gerek. Bunan inanan kadroların, militanların ve en önemlisi halkın olması gerek. Halkın bu günden yarına büyük kitleler halinde katılımı olmasa da ortaya koyulan siyasal yönelimin sahiplenilmesi için ikna edici nedenler olması gerek. Bunlar olmadan ömrü bir kaç sayıyı geçmeyen dergilerin mezarlığında yer almak kaçınılmaz olur. Özellikle ülkemizin gerekçesi bol kaynakları üzerinde, her verinin bir yayın faaliyeti olduğu koşulda, bu çok daha büyük bir risk olarak karşınıza dikilir. ATAK dergisi bu verilerin gerçekçi zeminleri üzerinde yayın hayatına başladı ve devam etmektedir. ATAK, bu siyasi iradenini tarihi içinde ortaya koyduğu yayıncılık faliyetinin mirasçısı ve devamcısı olarak yayın hayatını sürdürmektedir. Bu bileşkeler aynı zamanda, ATAK dergisinin geleceğidir.
Bu nesnel veriler bir zemindir. Zeminsiz bir yayıncılık olmayacağı bir gerçektir. Ancak zemininiz olsa da bir adım yürüyemezsiniz; adımlarınız için öznel veriler gerek. Bunun için de ortak siyasi iradede kendi iradesini katan ve onu besleyen kadrolar, militanlar ve okurların sürece katkısı gerek. ATAK bu verilerin bir araya toplanmasının gücüyle yayın hayatını sürdürmektedir. Bütün bunlar, kelimenin gerçek anlamıyla tarihsel verileriyle bir halkın davasını temsil etmeyi gerektirir. ATAK tastamam budur ve bunun için vardır.
11. Yılında ATAK dergisini tanımlamak için bunlarda yetmiyor. Empatimizi bir adım öteye götürerek algılamamız gerekn başka boyutlar da bulunuyor.
10. Yayın yılında da yazdım, böylesi bir yayın çabası inanılmaz özverilari gerektirir. Bu özveri bilince çıkmış doğruları gerektirir. Bu doğruların gerçek sahibi bir halkın varlığını gerektirir. Buna ikna olmak ve bu uğruda elini taşın altına koyma cesareti gerektirir. Kararlılık ve sürekliliği besleyin öznel öğeler de bunlardır. Bu veriler nesnel verilerle birleşince siyasal iradeninin yönelimleri er ya da geç başarı kazanır. ATAK dergisinin temsil ettiği sabırlı süreklilik ve kararlı yayıncılık budur.
Bu noktadan bakınca tabloyu çok farklı görmemiz mümkün. 11. Yayın yılında özverileriyle yayın ekibiyle ATAK, sayı değil siyasal bir iradedir, duruştur, nitelik belirtisi bir varlıktır. Bütün varlıklar arasında ayrı varlıktır. ATAK sadece kendi bileşkeleriyle bir ayrı varlık değil, ama aynı zamanda içinde yer aldığı varlıklarla da barış içinde var olma kararlılığı taşıyan demokratik duruşuyla bütünün barış içinde bir arada yaşama kararlılığının da bir ifadesidir. 26 Ocak 1978'de ilk sayısı yayınlanan CEPHE ve ardından gelen yayın faliyetlerinin, on yıllar içinde oluşan birikimlerin ortak siyasal bir irade olarak kendini ifade eden çizgi, bu gün 11. Yayın yılında ATAK'tır...
Bu alandan bir kez daha, ATAK çalışanlarına, onu yaratan sessiz sitemsiz onurlu ve erdemli kadrolarına bu davanın her alandaki yoldaşları adına selamlarımızı ve başarı dileklerimizi iletiyoruz.