7 Oca 2010

124.dosya : ENGİN ERKİNER,DEVLETİ ARKASINA ALMAKTANBAŞKA ÇARESİ KALMADI…


Mihrac Ural
2 Aralık 2009



Yeni olan nedir?

İhbara devletin açık katkısı ve devletin bizleri başka bir devlete ihbar çabasıdır.


Bu nokta yeni olandır. Buna herkesin dikkatini çekiyorum. Bu kaz tıkandıkları ve konularının bittiği yerde devlet sahneye inmiştir, kuklalarını zor durumdan kurtarmak ve kendi ihbarını bir mesaj olarak komşusuna iletmek istemiştir.



Bunun amacı ise, bulunduğumuz yerde vurgun yemek için bulunduğumuz ülkeyle yüz yüze getirmektir. Yoksa TEKP'li Engin’in, MİT ortağıyla, bırakın örgütsel değerleri ilgileri olmadığı ve kimsenin ilgi alanına girmeyen bu ayrıntıları vermelerinin anlamı olmazdı. İtirafçılığın kaçınılmaz sonu ihbarcılıktır, bunu Doğu Perinçek’ten öğrendik, ikincisi komediden ibarettir.



Devlet hesabına kuklaların yaptığı ihbarcılığın böylesine bölgemiz ölçeğinde bir hesabı olduğu artık açıktır.



Bunun için, bir gazeteci ile yapılan uzun süre sohbet içerikli anılar, basın ahlakı olmayan vicdansız gazeteciyi gizlemek adana keyfi seçmeler yaparak, uydurma müdahalelerle verilmiştir. Hasan balcı bir gazeteci bozuntusundan aldığı anıları düzenleyip kaynağını gizleyerek görevini yerine getirdi. “Görevli” dememiz üzerine gösterdiği refleks adıyla çağrıldığını ifade etmeye yeterliydi. Gazeteci bozuntusu Vicdan ahlaksızı, kitap olarak yayınlanacak anaları satarak yaptığı bu pazarlama, kadın olarak kendini pazarlamaktan hiç farklı değildi. Hasan Balcı dosyasında çok daha farklı şeyler bulacaktır okuyucu. Anacak yayınlamayacağız. Bilgisayarımızdan alabilirse alsın diyeceğiz. Masa üstünde üstelik açık halde durdukça duracak.



Kuklalar kullanılmak içindir. Sırasıyla matruşka bebekler gibi kullanılıyorlar ama sonuç alamıyorlar. İfşaatları üzerlerine yıkılıp duruyor. Devlet bir son hamleyle bunları kurtarmak için oyuna girdi. Aba oluşturdukları bulamaç ağızlarına yüzlerine bulaştırdılar. Bizleri bulunduğumuz ülkeye devletleri desteğiyle ihbar etmeye çalıştılar. Bu mizansen öyle oluştu.



Bugün bana yöneltilmek istenen karalamalar Sayın Öcalan’a yapılanların bir devamıdır. Avukat bozuntusu Hüseyin Yıldırım’ın Sayın Öcalan için söylediklerini getirin Abassador Hasan Balcı’nın vicdanıyla yaptığı tıpa tıp aynıdır; bilmeyenler için Hasan Balcının Öcalan’a yönelik ahlaksız, çirkin milliyetçi düşmanlığı ise dosyada duruyor.



Öcalan Kürt halkının hakları için yükselttiği mücadelenin önü kesilmek istendi. Bana yapılmak istenen ise Türkiye tarihinde ilk kez dille getirdiğim Arap halkının kimlik haklarının ve Hatay davasıyla ilgili bölücülüğe karşı daran, demokratik taleplerin önünün kesilmesi içindir.



Bu işi Özel Harp Dairesi yönetiyor ve bu kuklalar bunun için çalışıyor. Bu gerçeği bilmek isteyen her kes PKK’nin özel harp üzerine yazılarını okumasını tavsiye edeceğim



Bu tavsiyeme yapacağım ek bir meydan okumadır.



Tüm devrimci örgüt temsilcilerini, kuklalar değil, bunlar adına bilgi aktarımı için gelecek herkesi, gerçekleri gözleriyle görüp ve tanıklık etmek için yanıma davet ediyorum. Kuklalar gelmesin çünkü yeminim var, yeminim de yerine gelecek. Zaman da sözlerime hakemdir…



Bir kez ve son kez gelip görsünler. Yaşantımı, evimi, yurdumu, örgütüm adına neleri nasıl koruduğumu, herkesin kendi başının çaresine baktığı o zor günlerde, örgüt olanaklarını tüm yoldaşlar için bir değer haline nasıl getirdiğime tanık olsunlar. Abartmaların komikliğini ancak azın onurlu bir örgütsel yaşam için katkı sunmak üzere nasıl korunduğunu görsünler. Bu katkının, diğer devrimci örgütlerle nasıl paylaşılmakta olduğuna da tanıklık etsinler. Kendi uyduruk toplama çıkarmalarıyla ortaya çıkarttıkları rakamları, bir sonraki yazılarında başkasından alınmış bir veri olarak kullanma aptallığına düşen zavallıların yalanlarını görsünler.



Örgütüm adına koruduğum ve bu nedenle zindanları, hücreleri bir bedel olarak yattığımın canlı tanıklığını yapsınlar. Bunu yapmak zor değildir. Yanıma eski yeni onlarca devrimci arkadaş geliyor yoldaş geliyor. Bu insanlar ülkeye dönüyor. Gerçeklerin sarsıcı etkisi altında “devrimci benliğimizi yeniden hissettirdiniz, iyi ki gelip sizi gördüm, kendime olan saygımı bir daha hissettim” ( G.E) diyen onlarca farklı örgütten insanın adını burada sıralamayacağım. Buyurun gelin



***

İtirafçı Engin Erkiner, son çare olarak devleti arkasına almak zorunda kaldı.



Önce örgütsel süreçle ilgili her türden yalanı yazdılar, ama tutmadı. Belgeler, zaman kesişmeleri, kanıtlar el yazılı verileri ortaya koyduk, yapacakları tüm karalamaların önü kesildi. İflas etti. Kanıt belge dedik duyum değil, söylem değil ölü konuşturuculuğu değil badi delil dedik…



Şehit yoldaşlarımızın şahadetini şaibeli hale getirmek istediler ve akıl almaz bir yalan furyasıyla, ilgili ilgisiz her şeyi birbirine kattılar. Anneler babalar, karılar kız kardeşler çocuklar ihbar yağmuruna tutuldular yalanların en çirkini en kabasını seslendiler. Hep yalan söylediler okurlarıyla alay ettiler. Bu onlar için normaldi. Ahlaksızın okuruna karşı saygısı yoktu onun için okurları kendileri kadardı.



Tek tek, sakince cevap verdik. Okurumuza gerçekleri anlattık. TKEP’li döküntülere değil…



Kırk taktik değiştirdiler, sonra duygu sömürüsüne en yakın söylem olarak insan katli üzerinde karar kıldılar. Mal mülk dediler.



Cevapları verildi. Örgütümüz tarihindeki tüm ölüm ve şahadet olayları, en ince ayrıntısıyla, şahitlerle, zaman kesişmeleriyle ortaya kondu. Belge ve kanıtlar, maddi bir veri olarak ortaya kondu. Sustular. Açık kanıtlara verecek cevapları yoktu. Şehit anılarını unuttular. Onlar şehitleri kirletmek için onları şaibeli etmek için dele alıyorlardı o da bitti. Bu yıl hepsini unuttular, kimseyi anmadılar. Şehitler üzerine yaptıkları şaibe ve döktükleri timsah gözyaşları da tıkandı.



Bizler şehitler haftasına devam ettik. İşte bir yeni şehitler haftası daha geldi dayandı biz neredeyiz onlar nerede …



27 yıllık TKEP'li olan bu polis işbirlikçisi, ahlaksız itirafçı Engin, Acil hareketine etmediği küfür kalmadı "polis akademisi" bile dedi. Aileleri, kız kardeşleri, çocukları anne ve babayı kendi çirkinliğine alet etmek istedi. Kendi ahlaksızlığını, sırtındaki polis işbirliği, itirafçı kamburu örtmek için kullandı. Ama olmadı kamburunu yeryüzünde örtecek bir örtü yoktu. Tüm bahaneleri tükenince, Doğu Perinçek’in sığındığı yere sığındılar; devlet imdatlarına yetişti. O da bu mizansenin bir parçası olarak kollarını sıvadı.



Uydurdukları, araya şuradan buradan alıp sokuşturdukları, mantık tutarlılığı olmayan, eklektik, katmalı, eklemeli bir çorba oluşturdular. Belge diye ortaya koydukları yazıların iki kişi arasında geçen bir yazışma olmadığı açıktı. Bu çorbada çok tuz koymuşlar, çorba artık onların tuzundan ibaret olmuş. Kendi üretimleri bir ihbar metnine dönüşmüştür. İşte bu metin “belge” diye öne sürülüyor. Neyin belgesi ticaret yaptığımızın belgesi.



Ticaret onurlu bir iştir ekmek parası için yapılıp örgütlü iseniz örgütünüz için yaparsanız şerefli de olur. Bu şerefsizler bunu hiçbir zaman yapamadığı için çenelerini yoruyorlar.



Uydurma katkılarıyla ortaya çıkardıkları bulamacın tek amacı ihbardır, ayrıntılı ihbardır. Devlet bu işi bir zamanlar Doğu Perinçek eliyle yaptı. Şimdi bunu bir itirafçı ve bir mit ajanıyla yapmaktadır. Doğu Perinçek kendisine sunulan her kemiği aç köpekler gibi yedi. Polis işbirlikçisi Engin de bu durumda. Paparazi olarak sunulan bu mizansenlerde devlet kuklalarının beceremediklerini becermek için sahaya atladı, oyuna doğrudan müdahil oldu.



Yeni olan nedir?



İhbara devletin açık katkısı ve devletin bizleri başka bir devlete ihbar çabasıdır.



Bu nokta yeni olandır. Buna herkesin dikkatini çekiyorum. Bu kaz tıkandıkları ve konularının bittiği yerde devlet sahneye inmiştir, kuklalarını zor durumdan kurtarmak ve kendi ihbarını bir mesaj olarak komşusuna iletmek istemiştir.



Bunun amacı ise, bulunduğumuz yerde vurgun yemek için bulunduğumuz ülkeyle yüz yüze getirmektir. Yoksa TEKP'li Engin’in, MİT ortağıyla, bırakın örgütsel değerleri ilgileri olmadığı ve kimsenin ilgi alanına girmeyen bu ayrıntıları vermelerinin anlamı olmazdı. İtirafçılığın kaçınılmaz sonu ihbarcılıktır, bunu Doğu Perinçek’ten öğrendik, ikincisi komediden ibarettir.



Devlet hesabına kuklaların yaptığı ihbarcılığın böylesine bölgemiz ölçeğinde bir hesabı olduğu artık açıktır.



Bunun için, bir gazeteci ile yapılan uzun süre sohbet içerikli anılar, basın ahlakı olmayan vicdansız gazeteciyi gizlemek adana keyfi seçmeler yaparak, uydurma müdahalelerle verilmiştir. Hasan balcı bir gazeteci bozuntusundan aldığı anıları düzenleyip kaynağını gizleyerek görevini yerine getirdi. “Görevli” dememiz üzerine gösterdiği refleks adıyla çağrıldığını ifade etmeye yeterliydi. Gazeteci bozuntusu Vicdan ahlaksızı, kitap olarak yayınlanacak anaları satarak yaptığı bu pazarlama, kadın olarak kendini pazarlamaktan hiç farklı değildi. Hasan Balcı dosyasında çok daha farklı şeyler bulacaktır okuyucu. Anacak yayınlamayacağız. Bilgisayarımızdan alabilirse alsın diyeceğiz. Masa üstünde üstelik açık halde durdukça duracak.



Kuklalar kullanılmak içindir. Sırasıyla matruşka bebekler gibi kullanılıyorlar ama sonuç alamıyorlar. İfşaatları üzerlerine yıkılıp duruyor. Devlet bir son hamleyle bunları kurtarmak için oyuna girdi. Aba oluşturdukları bulamaç ağızlarına yüzlerine bulaştırdılar. Bizleri bulunduğumuz ülkeye devletleri desteğiyle ihbar etmeye çalıştılar. Bu mizansen öyle oluştu.



Benim söyleyeceğim şey bu komik mizansenlerin geçmişinin ittihat ve terakki olduğudur. Hep yazıyorum, Sabiha Gökçen’de bile bu virüs Dersim’i bombalamaya Hatay davasında Fransız büyükelçisine mizansen yapmaya götürdü. Kürtlerin Araplara bu mizansende buluşan kader birliği, Sayın Öcalan’a yapılanlarla bana yöneltilenlerin benzerliğini de açıklamaya yeter.



Bugün bana yöneltilmek istenen karalamalar Sayın Öcalan’a yapılanların bir devamıdır. Avukat bozuntusu Hüseyin Yıldırım’ın Sayın Öcalan için söylediklerini getirin Abassador Hasan Balcı’nın vicdanıyla yaptığı tıpa tıp aynıdır; bilmeyenler için Hasan Balcının Öcalan’a yönelik ahlaksız, çirkin milliyetçi düşmanlığı ise dosyada duruyor.



Öcalan Kürt halkının hakları için yükselttiği mücadelenin önü kesilmek istendi. Bana yapılmak istenen ise Türkiye tarihinde ilk kez dille getirdiğim Arap halkının kimlik haklarının ve Hatay davasıyla ilgili bölücülüğe karşı daran, demokratik taleplerin önünün kesilmesi içindir.



Bu işi Özel Harp Dairesi yönetiyor ve bu kuklalar bunun için çalışıyor. Bu gerçeği bilmek isteyen her kes PKK’nin özel harp üzerine yazılarını okumasını tavsiye edeceğim.



Bu tavsiyeme yapacağım ek bir meydan okumadır.



Tüm devrimci örgüt temsilcilerini, kuklalar değil, bunlar adına bilgi aktarımı için gelecek herkesi, gerçekleri gözleriyle görüp ve tanıklık etmek için yanıma davet ediyorum. Kuklalar gelmesin çünkü yeminim var, yeminim de yerine gelecek. Zaman da sözlerime hakemdir…



Bir kez ve son kez gelip görsünler. Yaşantımı, evimi, yurdumu, örgütüm adına neleri nasıl koruduğumu, herkesin kendi başının çaresine baktığı o zor günlerde, örgüt olanaklarını tüm yoldaşlar için bir değer haline nasıl getirdiğime tanık olsunlar. Abartmaların komikliğini ancak azın onurlu bir örgütsel yaşam için katkı sunmak üzere nasıl korunduğunu görsünler. Bu katkının, diğer devrimci örgütlerle nasıl paylaşılmakta olduğuna da tanıklık etsinler. Kendi uyduruk toplama çıkarmalarıyla ortaya çıkarttıkları rakamları, bir sonraki yazılarında başkasından alınmış bir veri olarak kullanma aptallığına düşen zavallıların yalanlarını görsünler.



Örgütüm adına koruduğum ve bu nedenle zindanları, hücreleri bir bedel olarak yattığımın canlı tanıklığını yapsınlar. Bunu yapmak zor değildir. Yanıma eski yeni onlarca devrimci arkadaş geliyor yoldaş geliyor. Bu insanlar ülkeye dönüyor. Gerçeklerin sarsıcı etkisi altında “devrimci benliğimizi yeniden hissettirdiniz, iyi ki gelip sizi gördüm, kendime olan saygımı bir daha hissettim” (G.E) diyen onlarca farklı örgütten insanın adını burada sıralamayacağım. Buyurun gelin…



Benim vereceğim cevap, belge gibi, kanıt gibi bir görgü tanıklığıdır.



Hodri meydan diyorum.



Siz gelmeyin, sizi bekleyen yeminim var. Kimi isterseniz gönderin, geldiği gibi döner, elçiye zeval olmaz. Bu elçiler örgütümüzün misafiri olsun. Dönüp gittikten sonra kendi açıklamalarını yapsın. Var mısınız…



Bu meydan okumanın çapı siz gibi kuklaları çok aşar, çünkü yalan üzerine kurulmuşsunuz, iflas üzerine şekillenmişsiniz, milliyetçisiniz ve devlettin kuklalarısınız. Sizin için esas olan, gerçekler değil, kurgu ve yalanlardır.



Mihrac Ural’ın bulunduğu yerde onur ve erdem bulunur, açıklık ve medeni cesaret bulunur. Burası bir devrimci yatağıdır, burası bir ömrü demokrasi için tüketmeye ant içmiş kararlı yiğitlerin yeridir. Burası şehit yoldaşlarının ardından giden özveri sembolü insanların, zor koşullarda devrimci olmaya devam ettikleri yerdir. Burada size ait hiçbir değer barınamaz. Uydurmalarınız, sizin gibi insanlara yakışması bunun için normaldir, davul dengi dengine vuracaktır.