7 Oca 2010

127.dosya : İNSAN OLMAK



Zeki Bayterin
5 Aralık 2009


İnsanın politik bilgi birikiminin derin ve her konuda yeterli olması kuşkusuz en büyük zenginliktir. Lakin, hatim indirir gibi kütüphaneler devirip tepeden tırnağa bilgi ile donanmış olmanız yetmez, bunların yanı sıra söylemde olduğu gibi pratikte de namuslu dürüst savunduklarına uygun yaşamak gerekir.

Koşullar ne olursa olsun nefes alıp verdiğin sürece adam kalmakta, adam gibi yaşamakta direnmek gerekir. Adamlık evrimini tamamlayamamış olanların devrimcilikten dem vurup ahkam kesmeleri çok düşündürücü, daha önemlisi çok üzücüdür. Her şeyin merkezini kendisi sanan birkaç düzeysizin bilmesi gereken şey benzerlerinden çokça olduğudur.

Konuştukları zaman mangalda kül bırakmazlar, sıkılmazsanız günlerce seminer verecek kadar bilgi birikimine sahiptirler, fakat birazcık dünyalarına girdiğinizde ne kadar biçare, ahlak fukarası olduklarını görür büyük hayal kırıklıkları yaşayabilirsiniz. Adam dediğin dedikodu yapmaz, hele hele hiç tanımadığı insanlara sadece kendileri gibi olmadığı için kara çalmaz, çalmaya çalışırsa asılsız iğrenç suçlamaların dönüp kendi yüzlerine bulaşacağından dostunda, düşmanında hiç kuşkusu olmasın. Boynumuzun borcudur şu üç beş ahlaksızı tanımasam da, uzaydan gelmedim birçok tanıdıklarım var, sizler gibi yalana iftiraya sarılmaya gerek yok zaten mal ortada. Tarafımdan bilinenleri açıkladığımda adamı yerin dibine, taaaa yedi kat yerin dibine sokarım, lakin acele yok, her şeyin bir zamanı bir zemini var. Bizleri, yani onlarca bedel ödemiş insanları hep yerdiniz kendinizi yüceltmeye çalıştınız kalem elinizde, kaç tanemizin bilgisayara tanışıklığı var. Kafanıza göre yargılayın asın kesin gelenek sizden ibaret öylemi? Çocuk yaşta idamdan yargılananlar, çocukluktan yaşlılığa geçişi cezaevinde yaşayanlar, cezaevi önünde anaların, ailelerin yıllarca yaşadıkları var, onsekizini tamamlamamış çocuklarının bilekleri asma kilitli zincirlerle bağlı dövülerek ringlerden indirilişi var.

Yok yok bunlar yok, bir siz varsınız sahtekarlar, bir de Adana’da kendini gizleyip yalan bilgi sızdıran atmışlık iki ahlaksız Bilgiç ve Soylu var. Sizler adam olsanız Veysel BİLDİK gibi bir namussuzun her kılığa giren, anasını boyayıp babasına satan bir alçağın eline yazı verip Ali hocanın mezarı üzerinde tepinmesine müsaade etmezdiniz. Veysel neyse sizde aynısınız sizden olmayan herkes hain, herkese kara çalıyor utanmadan dönüp koyun koyuna yattığımız ölenlerimize sarılıp onlardan medet umuyorsunuz. Son günlerde sık sık sözünü ettiğiniz otuz yıldır tek kelime etmediğiniz bu insanları nerden tanıyorsunuz? Bir kez olsun yüzlerini gördünüz mü? Özellikle Serdar’ın birkaç saniyeliğine mezarından başını kaldırabilmesi mümkün olsa ne güzel olurdu, size söyleyeceği tek kelimesi nettir, iyi bilirim, mahalleliside bilir, Adanalıda.

Kuşkusuz etrafınızdan tanıyan çıkabilir buyursun onlar konuşsun. Unutmadan, sözünü etmeden geçemeyeceğim sıkça sözünü ettiğiniz kahrolasıca para hiç anlamadığım, aveli olduğum bir konudur. Çok yakınınızdaki beni iyi tanıyan, kalıba baksan adam zannedilen tipler iyi bilir bende naçizane para için onların neler yaptıklarını yapabileceklerini iyi bilirim. Sözde esnaf sözünü hiç sevmezler hakaret sayarlar, ya devrimci, ya da sendikacıdırlar her fırsatta dolmuş parasından başka parayla işlerinin olmadığını söyleseler de gerçekte öyle olmadığını para için yapamayacakları hiçbir şey, ama hiçbir şey olmadığını sergilemekte sakınca görmezler. Tanınmış işadamlarının (Y.D.) önünde takla üstüne takla atar, boğaz manzaralı lüks villaların balkonunda kahvaltıya giderler. Söz konusu biçare haysiyetsizler kendisini bilirler, yıl 1972 yada 73 komiser Niyazi vardı, siyasi masadan zannedilmesin ilgili zatı muhteremler iyi bilir, duruşma salonunda bir ses! sahtekarlar ayağa. Yanlış anlaşılmasın ben söylemiyorum seslenen hakim Naime hanım. Adana’da yaşıyorum, bana sorarsanız Halep’te burada arşında burada buyurun.

Zeki BAYTERİN