24 Ağu 2010

183. DOSYA TIKANIŞ

TIKANIŞ
İtirafçı Engin, MİT İbrahim ve Joker Haydar’ın
YALAN SENARYOLARDAN BİRİ DAHA BAŞLARINA YIKILDI

Mihrac Ural
24 Ağustos 2010
Milletvekili dedeme taktılar. Her zaman yaptıkları gibi, yalan senaryolarına ne belge ne kanıt getirme ihtiyacı duydular.  İtham, karalama, şaibe onların işi. Oysa basit ve herkese gerekli olan kural iddiayı ispat iddia sahibine aittir.
İbrahim Yalçın MİT ajanıdır dedik, el yazılı belgeyle bunu kanıtladık; MİT’le olan ilişkisini detayıyla anlatan itirafnamesini yayınladık. Bir eksik kaldı MİT’le ne zaman ilişkiye geçtiğidir. Bunun cevabını da ortaklarından bekliyoruz. Verilen uç farklı ve çelişkili tarihi netleştirmelerini bekliyoruz.
Engin Erkiner itirafçıdır dedik, kendi imzasıyla, polisteki itirafnamesini yayınladık. Şimdi yeni sorular var, 12 Mart 1971’de tutuklanmaktan onu koruyan gücü ve İlkerlerin katledildiği Beylerderesini nasıl ihbar ettiğini soracağız. Beklesin.
Şimdiki tıkanmalarını merhum dedem sağladı. Ona sataştılar, laneti enselerine yapıştı.
24 Ocak 1977’de ölen dedem Suphi bedir Uluç’u, önce karalayıp sonra yaşıyor sanarak, benim tutuklanmalarıma, mahkemelerime müdahale edip koruduğunu yazdılar.
Oysa benim polise afişe edilmem, İtirafçı Engin’in polisteki itiraflarıyla başlar, 19 Ağustos 1977. Yani dedemin ölümünden çok sonra.  
Yakalanmam ise 10 Mart 1978, merhum dedemin kemikleri biletoprak olmuştu.  Kişi hesapsız sallayınca öyle olur.
Suratlarında bir tokat gibi patlayan, dedemin ölüm tarihini açıkladım (24 Ocak 1977). Yalan kurgu senaryolarından birini daha başlarına yıktım.
Dillerine bu kadar doladıkları edemin adını bile doğru yazmayı beceremeyen bu insanlar, gerçekle yüz yüze kalınca ne okurlarından özür dilediler ne de kendileri utandılar. Her ahlaksızın durumu ne ise öyle kaldılar.
Böyle olacağı belliydi.
Bu nedenle onlara şunu söylemiştim: “Bir akıllı çıksın da bunlara ‘bu kadar kaba yalanla bir şey olmaz’ desin ve yazılarına yeniden balans ayarı yapsınlar diye tavsiyede bulunsun, derim. Joker ararken joker olmak bu olsa gerek.” (182. DOSYA. Aptallıkta Rekora Koşan Muhbir Şebekesi)
Önceki yazımda Joker Haydar “adam değildir”, dedim. Sinir krizi geçirmiş zavallı.

Adam olsa, yaptığı bu ahlaksızlıktan dolayı en azından okurlarından özür dilerdi. Adam olmayınca okuru da kendi gibi sanıyor. Bu ufaklığı geçiyorum.
Jokerin imdadına İtirafçı Engin Erkiner yetişti. Ama ne yetişme. Kılavuzu karga olanın hali…
Balans ayarları bile ağza yüze bulaşan cinsten bir komiklik. Deden ölmüşse seni korumaları için arkadaşlarına devretmiştir. Eh bu kadarcık da olacak yani….
Ama bunu önceden söylemek gerekti, yalan açığa çıkıp, senaryo başlarına yıkılınca değil. Bunu da git külahıma anlat derler…
Dedem Suphi bedir Uluç (Bedii değil), Milletvekilidir, demokrattır, DP iktidarına ve Menderes’in sivil diktatörlüğüne karşı direnmiştir, zindana atılmış, süründürülmek istenmiştir (Milliyet Gazetesi Arşivi; 27 Nisan 1960). Devletle işi yoktur, bir halk adamı olarak yaşadı bir halk adamı olarak öldü. Cumhuriyet ve laiklik ilkelerine bağlı olması, CHP’de emek vermesi kendi kimliğini inkar anlamına da gelmiyor.
Bu demokrat insanı kirletmek için onu karalamak, devlet adamı yapmak utanç verici haysiyetsiz bir çabadır. Bu ahlaksızlık Özel harp dairesi insanlarının işidir. İtirafçı Engin bu işin müptezelidir.
Görüleceği gibi, yalanın ipi kısadır. Öyle oldu. Joker haydar hızını almayıp sallamalarını hızlandırıp risklerini  yüzde yüzden, yüzde bine çıkarıp kalıbını basınca” yıkımda felaket oldu; adamlar borsada oyun oynadıklarını sanıyorlar ya…
Ya herro  ya merro…
Söylemiştim joker Haydarı ciddiye almıyorum. O, “bu bataklıkta ben de varım, beni de görün diyor”. Görmüyorum…
Yazılarına, iki de bir balans ayarı yapacaklarına, işledikleri cürümlerin, yaydıkları kirliliğin hesabını yapsınlar ve sonuçlarına nasıl katlanacaklarını düşünsünler.