27 Eki 2010

204. DOSYA ANILARIN GÖR DEDİĞİ YAZISINA EKLER (Ekler 2-3)

204. DOSYA
ANILARIN GÖR DEDİĞİ YAZISINA EKLER
Notlar..2

Mehmet Yavuz
25 Ekim 2010
Ben de hayretler içindeyim.. Zira öğrendiğim çoğu şeyin tazeliği kaybolmadı henüz.

Mihrac'ın telefonu üzerine bir görüşme yaptık. Bu görüşmede benim sorduğum soru farklıydı: ''Nebil, randevu verenin ismini sana söyledi mi ?'' Sorum buydu... Erkan bu bilgileri yıllar önce değil, bu görüşmedeki sorum üzerine söylemişti. Yıllar önce bu soruyu sormamı gerektirecek bir anlatım olmamıştı.
Dinamitin İstanbul'a mı, Ankara'ya mı gittiği sadece bir ayrıntı lakin ben bugün ne yazıldığına değil, geçmişte bana ne anlatıldığına bakıyorum. Yani; bugün ne yazıldığının o kadar önemi yok benim için.
Burada önemli olan nokta; böyle bir taşıma işinden sonra otogarda polis tarafından çevrilip anlatılan türde bir sorgulamanın yapılmış olması. Bugün; bu olayın İstanbul'da 1977 AĞUSTOS ayında yaşandığının söylenmesi daha da anlamlı benim için. Zira İstanbul özelinde kapsamlı bir izlemenin var olduğu ama buradakilerin (Mete'nin uyarısına rağmen) ayakta uyuduğu kanıtlanıyor. Başka yerlere sıvanmak istenen töhmetin; sadece bir çamur olduğu daha da net artık.
Bu bilgi; İstanbul takibinin çiçeği burnunda katılımcı İbrahim Yalçın'la birlikte başladığının da ispatı. Onun eylem kadrosuna alınmasından öncesine ait dönemin böylesine kapsamlı, fotoğraflanmış bir takibatı var mı ?
Anlatılanla süregelen yaşam arasında fark varsa, ben yaşanılana bakmayı tercih ediyorum.
Durum budur.
Yorum..3

Eğer böyle demekle senin için geçmiş oluyorsa, yüreğin soğuyorsa, tamamdır.. Geçmiş olsun..
Lakin unutma ki, çiçeği burnunda eylemcinin senden sonra Cihangir'deki eve gelmiş olması, diyaloğun senden sonra başladığının kanıtı değildir. Bununla ilgili notlar zaten mevcut.
Görüyorum ki sen; kısa yoldan yüreğini soğutmakla ilgilisin. Sorun daha net anlaşıldı. Öyle olsun.

Tekrar edeyim; benim için bugün ne yazıldığı değil, geçmişte ne söylendiği önemli. Bugün yazılanlar geçmişle örtüşmüyorsa kafamı yormam.
Eğer anlatılanlar; ilgilisinin hayat akışına uygun düşmüyorsa, benim için masaldan öte anlamı yoktur.
Ama dedim ya; senin kinle dolu yüreğin soğumuş... Senin adına sevindim sevgili yoldaşım.
Lakin benim yüreğim nedense hiç soğumuyor.. Kafama takılan sorular da yanıtlarını bulamıyor.. Madem ki sen de bu kadar keşif resimlerine takılmışsın, meşhur operasyonda neden senin kim olduğunu hiç sormamışlar ?
Madem ki sizleri Mihrac uğurlamış; neden seni garajda çevirip '' ne getirdin, ne götürüyorsun'' diye sorgulayarak işin sırrını, yani takip edilmekte olduğunuzu deşifre ediyorlar ? Mihrac; valizde ne olduğunu söylememiş mi ?
Yolun açık olsun.